Page 520 - Stk 2015 Bildiriler E-Kitap
P. 520
4:28).Turizm sektörü geçmiĢten günümüze hem geliĢmiĢ hem de geliĢmekte olan ülkeler
tarafından yoğun Ģekilde ilgi gösterilen bir sektör olma özelliğini taĢımaktadır. Bunun en önemli
nedeni ise, dünya genelinden en hızlı geliĢen sektörlerden biri olmasıdır. Bu durum, turizm sektörünün
ülke ekonomilerine katkılarını ön plana çıkarmıĢ ve Dünya turizm Örgütünün 2020 yılında dünya
turizm gelirinin 2 trilyon dolar olacağına iliĢkin tahmininin de etkisiyle her ülkenin kendi turizm arz
potansiyeli nispetinde bu pastadan pay alma veya aldıkları payı büyütme mücadelesine giriĢmelerine
neden olmuĢtur. Turizm sektörünü geliĢtirerek ülkelerin geliĢmiĢlik seviyelerine göre ulaĢmak istediği
hedef farklılık gösterebilmektedir. GeliĢmiĢ ülkeler turizm sektörünün gelir etkisinden yararlanmaya
çalıĢırken geliĢmekte olan veya az geliĢmiĢ ülkeler ise, bu sektörün döviz kazandırıcı ve yeni istihdam
olanakları yaratabilme gücünden yararlanmak istemektedirler (Yıldız, 2011:54). Ülke ekonomilerinde
ve toplumsal kalkınmada önemli yere sahip olan turizm, dünya ekonomisi için vazgeçilmez bir sektör
haline gelmiĢtir. Bölgelerarası kalkınmıĢlık düzeylerini dengelemek, kaynakları etkin kullanmak, turist
sayısını ve turizm gelirlerini artırmak amacıyla turizm faaliyetleri gittikçe önem kazanmıĢtır. Bu
avantajlarla turizm sektörünün makro anlamda ülke ekonomisine mikro anlamda ise bölge
ekonomisine sağladığı katma değerleri ön plana çıkmaya baĢlamıĢ ve alternatif turizm arayıĢları
hızlanmıĢtır (Uğuz, 2011:332). Yayla turizmi, alternatif turizm arayıĢları içinde oldukça büyük önem
taĢımaktadır.
Geleneksel kullanılıĢ biçimiyle yaylalar, hayvanların otlatıldığı, kıĢın hayvanlar için otların
toplandığı, yazın daha serin Ģartlarda yaĢamak için yılın belli dönemlerinde faydalanılan mekânlar
olarak ifade edilmektedir. Bu mekânlar 1990 yılından sonra turizme açılmıĢtır ve geleneksel yaĢam
biçimi yanında, turistik beklentilere de cevap verecek düzenlemeler yapılmıĢtır. Dolayısıyla yaylalara
olan talep artmıĢtır (Atasoy ve Bıyık,2005). Yaylalar gelecekte kıĢ turizminin daha çok ilgi alanı
olacaktır. Böylece yaylaların bütün yıl boyunca turizmde kullanımı mümkün olacaktır (Doğaner,
2001: 211).
B. Turizmin Bölgesel Kalkınmadaki Yeri ve Önemi
Turizm, Türkiye’de geliĢen bir ekonomi olarak hızla büyüyen sektördür. Birçok farklı
alternatifi ile sürekli geliĢim göstermektedir. Böylece turizmin ülke ekonomisine de artan katkısı
olmaktadır. Dolayısı ile geliĢen turizm sektörü beraberinde hem ülke kalkınmasına hem de
bulundukları bölgelerin kalkınmasına katkı sağlamaktadır. Alternatif bir ihracat türü olan turizm
harcamaları, elde edilen döviz gelirleri sayesinde ödemeler dengesine olumlu katkı sağlamakta ve
turizmin geliĢimiyle birlikte bir ülkenin ulusal ekonomisi için çok önemli bir gelir kaynağı olmaktadır.
(Kim, Chen ve Jang, 2006: 925). Turizm sektöründen sağlanan bu gelir, ekonomik büyüme ve
kalkınma amacıyla, diğer sektörler için gerekli olan mal ve hizmetlerin ithalatında kullanılmaktadır
(McKinnon, 1964: 388–409). Turizm sektörü özellikle bölgelerarası dengesizliğin giderilmesinde,
tarım ve sanayide yeterli kaynak ve geliĢme imkanına sahip olmayan ama zengin bir turistik arz
506
tarafından yoğun Ģekilde ilgi gösterilen bir sektör olma özelliğini taĢımaktadır. Bunun en önemli
nedeni ise, dünya genelinden en hızlı geliĢen sektörlerden biri olmasıdır. Bu durum, turizm sektörünün
ülke ekonomilerine katkılarını ön plana çıkarmıĢ ve Dünya turizm Örgütünün 2020 yılında dünya
turizm gelirinin 2 trilyon dolar olacağına iliĢkin tahmininin de etkisiyle her ülkenin kendi turizm arz
potansiyeli nispetinde bu pastadan pay alma veya aldıkları payı büyütme mücadelesine giriĢmelerine
neden olmuĢtur. Turizm sektörünü geliĢtirerek ülkelerin geliĢmiĢlik seviyelerine göre ulaĢmak istediği
hedef farklılık gösterebilmektedir. GeliĢmiĢ ülkeler turizm sektörünün gelir etkisinden yararlanmaya
çalıĢırken geliĢmekte olan veya az geliĢmiĢ ülkeler ise, bu sektörün döviz kazandırıcı ve yeni istihdam
olanakları yaratabilme gücünden yararlanmak istemektedirler (Yıldız, 2011:54). Ülke ekonomilerinde
ve toplumsal kalkınmada önemli yere sahip olan turizm, dünya ekonomisi için vazgeçilmez bir sektör
haline gelmiĢtir. Bölgelerarası kalkınmıĢlık düzeylerini dengelemek, kaynakları etkin kullanmak, turist
sayısını ve turizm gelirlerini artırmak amacıyla turizm faaliyetleri gittikçe önem kazanmıĢtır. Bu
avantajlarla turizm sektörünün makro anlamda ülke ekonomisine mikro anlamda ise bölge
ekonomisine sağladığı katma değerleri ön plana çıkmaya baĢlamıĢ ve alternatif turizm arayıĢları
hızlanmıĢtır (Uğuz, 2011:332). Yayla turizmi, alternatif turizm arayıĢları içinde oldukça büyük önem
taĢımaktadır.
Geleneksel kullanılıĢ biçimiyle yaylalar, hayvanların otlatıldığı, kıĢın hayvanlar için otların
toplandığı, yazın daha serin Ģartlarda yaĢamak için yılın belli dönemlerinde faydalanılan mekânlar
olarak ifade edilmektedir. Bu mekânlar 1990 yılından sonra turizme açılmıĢtır ve geleneksel yaĢam
biçimi yanında, turistik beklentilere de cevap verecek düzenlemeler yapılmıĢtır. Dolayısıyla yaylalara
olan talep artmıĢtır (Atasoy ve Bıyık,2005). Yaylalar gelecekte kıĢ turizminin daha çok ilgi alanı
olacaktır. Böylece yaylaların bütün yıl boyunca turizmde kullanımı mümkün olacaktır (Doğaner,
2001: 211).
B. Turizmin Bölgesel Kalkınmadaki Yeri ve Önemi
Turizm, Türkiye’de geliĢen bir ekonomi olarak hızla büyüyen sektördür. Birçok farklı
alternatifi ile sürekli geliĢim göstermektedir. Böylece turizmin ülke ekonomisine de artan katkısı
olmaktadır. Dolayısı ile geliĢen turizm sektörü beraberinde hem ülke kalkınmasına hem de
bulundukları bölgelerin kalkınmasına katkı sağlamaktadır. Alternatif bir ihracat türü olan turizm
harcamaları, elde edilen döviz gelirleri sayesinde ödemeler dengesine olumlu katkı sağlamakta ve
turizmin geliĢimiyle birlikte bir ülkenin ulusal ekonomisi için çok önemli bir gelir kaynağı olmaktadır.
(Kim, Chen ve Jang, 2006: 925). Turizm sektöründen sağlanan bu gelir, ekonomik büyüme ve
kalkınma amacıyla, diğer sektörler için gerekli olan mal ve hizmetlerin ithalatında kullanılmaktadır
(McKinnon, 1964: 388–409). Turizm sektörü özellikle bölgelerarası dengesizliğin giderilmesinde,
tarım ve sanayide yeterli kaynak ve geliĢme imkanına sahip olmayan ama zengin bir turistik arz
506