Page 763 - Stk 2015 Bildiriler E-Kitap
P. 763
RİŞ
Ekoturizm kavramı; korumacı turizm, yeşil turizm, doğaya yönelik turizm, uygun turizm,
sürdürülebilir turizm, ilerleyici turizm, sorumlu turizm (Gülüm ve Torun, 2009:112) doğa turizmi,
doğa tabanlı turizm, yabanıl turizm, kırsal turizm, düşük etkili turizm, yumuşak turizm, macera turizmi
gibi kavramın ekoturizmle ilgili faaliyetler için kullanıldığı görülmektedir (Bozok, 2004: 437). Bu
kavramının başlangıçı kesin olarak bilinmemektedir (Erdoğan ve Erdoğan, 2005: 58). Zamanla
ekoturizm ile ilgili çeşitli tanımlar ortaya konmuş olsa da, bu konu hakkında tam bir fikir birliğine
varılıp uluslararası kabul edilmiş bir tanım bulunmamaktadır (Rahemtulla ve Wellstead, 2001: 1).
Birçok araştırmada da belirtildiği gibi ilk resmi ekoturizm tanımı, 1983 yılında Hector
Ceballos-Lascurain tarafından yapılan ve aynı zamanda en çok kabul gören tanımların başında
gelmektedir. Hector Ceballos-Lascurain ekoturizmi; “Nispeten müdahale edilmemiş alanlarda doğal
ve kültürel değerlerin keyfini yaşamak için yapılan, korumayı teşvik eden, yerel halkın sosyo-
ekonomik yaşamına katkıda bulunan, ziyaretçi etkisi düşük, çevreye karşı duyarlı bir turizm anlayışı”
olarak tanımlamıştır (Scheyvens, 1999: 245).
Uluslararası Doğa Koruma Birliği’nin (IUCN) tanımına göre ekoturizm, doğayı ve kültürel
kaynakları korumaya teşvik eden, düşük ziyaretçi etkisine sahip olan ve yerel halka sosyo-ekonomik
fayda sağlayan, bozulmamış doğal alanlara çevresel açıdan sorumlu seyahat ve ziyaretlerdir (Wood,
2002: 9). Diğer bir deyişle; ekoturizmin özü, ekonomik yönden sorumlu olan ve çevresel açıdan
sorunları olmayan turizm bir turizmdir. Doğaya yönelik, doğa içerisinde turizm aktivitelerinden
turistlerin istifade etmesidir (Bozok, 2004:437).
a) Ekoturizmin Önemi, Amacı ve İlkeleri
Bugün ekoturizm, ev sahibi ülkedeki halka, toplumsal katılımlı gelişme fırsatları sağlamak ve
hassas alanlar ile tehlike altındaki doğal yaşam alanlarını korumak için umut verici yeni bir yaklaşım
olarak kabul edilmektedir (Demir ve Çevirgen, 2006: 55). Bununla birlikte turizmde artan insan
faaliyetleri, bazen doğal ortamlara taşarak, doğal habitatlar ile ekosistemlerde tahribatlara neden
olmuştur. Gelişmiş ülkelerdeki çevreye yönelik ilgi artışı sonucu, insanlar çevreyi korumak için yeni
yollar aramaya başlamıştır. Bu doğrultuda ekoturizm sektörü, turizm sektörünün en hızlı büyüyen alt
sektörlerinden birisi olmuştur (Yılmaz vd., 2009: 1). Ekoturizm mevcut alanların ekonomik yararları
ve gelişimini çevre ile barışık bir şekilde bir arada değerlendirilmesine yardımcı olan önemli bir araçtır
(Strong-Cvetich, 2007: 5).
Ekoturizmin amacı kitle turizminin tersine, turist sayısını aza indirmek ve turizmi yıl içinde
yaymak, doğal çevreye yapılan baskıyı azaltmak, tahribatı düzeltmeye değil, önlemeye yönelik planlar
yapmak ve uzun vadeli ekonomik çıkarları gözetmektir (Gülüm ve Torun, 2009: 113).
747
Ekoturizm kavramı; korumacı turizm, yeşil turizm, doğaya yönelik turizm, uygun turizm,
sürdürülebilir turizm, ilerleyici turizm, sorumlu turizm (Gülüm ve Torun, 2009:112) doğa turizmi,
doğa tabanlı turizm, yabanıl turizm, kırsal turizm, düşük etkili turizm, yumuşak turizm, macera turizmi
gibi kavramın ekoturizmle ilgili faaliyetler için kullanıldığı görülmektedir (Bozok, 2004: 437). Bu
kavramının başlangıçı kesin olarak bilinmemektedir (Erdoğan ve Erdoğan, 2005: 58). Zamanla
ekoturizm ile ilgili çeşitli tanımlar ortaya konmuş olsa da, bu konu hakkında tam bir fikir birliğine
varılıp uluslararası kabul edilmiş bir tanım bulunmamaktadır (Rahemtulla ve Wellstead, 2001: 1).
Birçok araştırmada da belirtildiği gibi ilk resmi ekoturizm tanımı, 1983 yılında Hector
Ceballos-Lascurain tarafından yapılan ve aynı zamanda en çok kabul gören tanımların başında
gelmektedir. Hector Ceballos-Lascurain ekoturizmi; “Nispeten müdahale edilmemiş alanlarda doğal
ve kültürel değerlerin keyfini yaşamak için yapılan, korumayı teşvik eden, yerel halkın sosyo-
ekonomik yaşamına katkıda bulunan, ziyaretçi etkisi düşük, çevreye karşı duyarlı bir turizm anlayışı”
olarak tanımlamıştır (Scheyvens, 1999: 245).
Uluslararası Doğa Koruma Birliği’nin (IUCN) tanımına göre ekoturizm, doğayı ve kültürel
kaynakları korumaya teşvik eden, düşük ziyaretçi etkisine sahip olan ve yerel halka sosyo-ekonomik
fayda sağlayan, bozulmamış doğal alanlara çevresel açıdan sorumlu seyahat ve ziyaretlerdir (Wood,
2002: 9). Diğer bir deyişle; ekoturizmin özü, ekonomik yönden sorumlu olan ve çevresel açıdan
sorunları olmayan turizm bir turizmdir. Doğaya yönelik, doğa içerisinde turizm aktivitelerinden
turistlerin istifade etmesidir (Bozok, 2004:437).
a) Ekoturizmin Önemi, Amacı ve İlkeleri
Bugün ekoturizm, ev sahibi ülkedeki halka, toplumsal katılımlı gelişme fırsatları sağlamak ve
hassas alanlar ile tehlike altındaki doğal yaşam alanlarını korumak için umut verici yeni bir yaklaşım
olarak kabul edilmektedir (Demir ve Çevirgen, 2006: 55). Bununla birlikte turizmde artan insan
faaliyetleri, bazen doğal ortamlara taşarak, doğal habitatlar ile ekosistemlerde tahribatlara neden
olmuştur. Gelişmiş ülkelerdeki çevreye yönelik ilgi artışı sonucu, insanlar çevreyi korumak için yeni
yollar aramaya başlamıştır. Bu doğrultuda ekoturizm sektörü, turizm sektörünün en hızlı büyüyen alt
sektörlerinden birisi olmuştur (Yılmaz vd., 2009: 1). Ekoturizm mevcut alanların ekonomik yararları
ve gelişimini çevre ile barışık bir şekilde bir arada değerlendirilmesine yardımcı olan önemli bir araçtır
(Strong-Cvetich, 2007: 5).
Ekoturizmin amacı kitle turizminin tersine, turist sayısını aza indirmek ve turizmi yıl içinde
yaymak, doğal çevreye yapılan baskıyı azaltmak, tahribatı düzeltmeye değil, önlemeye yönelik planlar
yapmak ve uzun vadeli ekonomik çıkarları gözetmektir (Gülüm ve Torun, 2009: 113).
747