Page 127 - Stk 2015 Bildiriler E-Kitap
P. 127
RİŞ
Turizm endüstrisi özellikle gelişmekte olan ülkeler için öncelikle cari açığı kapatıcı etkisi
nedeniyle önem arz etmektedir. Elbette turizmin sosyo-kültürel etkililerinden de bahsedilmekte ve
bazen bu sosyo-kültürel etkiler, ekonomik etkilerden daha önemli hale gelmektedir. Türkiye açısından
turizm endüstrisi, hem sosyo-kültürel hem de ekonomik açıdan önem arz etmektedir. Türkiye’de
kronikleşmiş bir dış ticaret açığı söz konusu olduğu müddetçe, turizmin ekonomik etkileri sosyo-
kültürel etkilere göre daha ön planda olmaya devam edecektir.
Bu nedenle özellikle 1980’li yılların ortalarında, I. Özal Hükümeti (13.12.1983-21.12.1987)
tarafından uygulamaya konulan 2634 Sayılı Turizmi Teşvik Kanunu olumlu etkilerini göstermiş ve
Türkiye uzun yıllardır kullanılmayan doğal bir kaynağı (deniz-kum-güneş) kullanma ve pazarlama
imkânına kavuşmuş ve turizm endüstrisi binlerce kişiye istidam sağlarken, elde edilen döviz
girdileriyle de önemli bir dış açık kapatılır olmuştur.
Turizm endüstrisinin geliştirilmesi yönündeki çalışmalar elbette 1980’li yıllardan önceki
hükümetler tarafından da yapılmıştır. Ancak turizm sektöründeki radikal dönüşümlerin 1980’li
yıllardan sonra gerçekleştiği söylenebilir.
Artık günümüzde Türkiye için turizmde gelinen nokta ileri boyutlara taşınmıştır. Türkiye en
fazla geliri kitle turizminden elde etmektedir. Bu turizm daha ziyade deniz-kum-güneş üçlüsü olarak
da ifade edilmektedir. Türkiye artık bu konseptin dışında da turizmde gelir imkanları aramaktadır.
Bunların başında, sağlık turizmi, kültür turizmi, eko turizmi, spor turizmi vb. gibi konular gelmektedir.
Çalışmada öncelikle hükümet programı, siyasi parti programı kavramlarına yer verilecek daha
sonra hükümet ve siyasi parti programlarında turizmde sürdürülebilirlik (çeşitlendirme) konularında
elde edilen veriler paylaşılacaktır.
I. SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZM KAVRAMI
Sürdürülebilir turizm kavramını açıklamadan önce kısaca sürdürülebilirlik kavramını
açıklamak gerekirse; Sürdürülebilirlik; “var olan bir durumun varlığını uzun süre devam ettirmesi veya
bir sistemin uzun süre ayakta kalması” şeklinde tanımlanabilir. Bu manada sürdürülebilirlik;
sürdürülebilir rekabet, sürdürülebilir tarım, sürdürülebilir süreç gibi çok farklı kavramlarla birlikte
kullanılmaktadır.
Dünya Turizm Örgütü (WTO), sürdürülebilir turizmi şu şekilde tanımlamaktadır; gelecekteki
fırsatları koruyup geliştirmeyi gözeterek, bugünkü turistlerin ve ev sahipliği yapan bölgelerin
ihtiyaçlarını karşılama ilkesini benimser. Bu şekilde tüm kaynakların yönetimi; kültürel bütünlüğün,
zorunlu ekolojik sürelerin, biyolojik çeşitliliğin ve yaşam destek sistemlerinin devamlılığı sağlanırken,
ekonomik, sosyal ve estetik gerekler karşılanacak şekilde öne çıkarılır. Sürdürülebilir turizm ürünleri;
113
Turizm endüstrisi özellikle gelişmekte olan ülkeler için öncelikle cari açığı kapatıcı etkisi
nedeniyle önem arz etmektedir. Elbette turizmin sosyo-kültürel etkililerinden de bahsedilmekte ve
bazen bu sosyo-kültürel etkiler, ekonomik etkilerden daha önemli hale gelmektedir. Türkiye açısından
turizm endüstrisi, hem sosyo-kültürel hem de ekonomik açıdan önem arz etmektedir. Türkiye’de
kronikleşmiş bir dış ticaret açığı söz konusu olduğu müddetçe, turizmin ekonomik etkileri sosyo-
kültürel etkilere göre daha ön planda olmaya devam edecektir.
Bu nedenle özellikle 1980’li yılların ortalarında, I. Özal Hükümeti (13.12.1983-21.12.1987)
tarafından uygulamaya konulan 2634 Sayılı Turizmi Teşvik Kanunu olumlu etkilerini göstermiş ve
Türkiye uzun yıllardır kullanılmayan doğal bir kaynağı (deniz-kum-güneş) kullanma ve pazarlama
imkânına kavuşmuş ve turizm endüstrisi binlerce kişiye istidam sağlarken, elde edilen döviz
girdileriyle de önemli bir dış açık kapatılır olmuştur.
Turizm endüstrisinin geliştirilmesi yönündeki çalışmalar elbette 1980’li yıllardan önceki
hükümetler tarafından da yapılmıştır. Ancak turizm sektöründeki radikal dönüşümlerin 1980’li
yıllardan sonra gerçekleştiği söylenebilir.
Artık günümüzde Türkiye için turizmde gelinen nokta ileri boyutlara taşınmıştır. Türkiye en
fazla geliri kitle turizminden elde etmektedir. Bu turizm daha ziyade deniz-kum-güneş üçlüsü olarak
da ifade edilmektedir. Türkiye artık bu konseptin dışında da turizmde gelir imkanları aramaktadır.
Bunların başında, sağlık turizmi, kültür turizmi, eko turizmi, spor turizmi vb. gibi konular gelmektedir.
Çalışmada öncelikle hükümet programı, siyasi parti programı kavramlarına yer verilecek daha
sonra hükümet ve siyasi parti programlarında turizmde sürdürülebilirlik (çeşitlendirme) konularında
elde edilen veriler paylaşılacaktır.
I. SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZM KAVRAMI
Sürdürülebilir turizm kavramını açıklamadan önce kısaca sürdürülebilirlik kavramını
açıklamak gerekirse; Sürdürülebilirlik; “var olan bir durumun varlığını uzun süre devam ettirmesi veya
bir sistemin uzun süre ayakta kalması” şeklinde tanımlanabilir. Bu manada sürdürülebilirlik;
sürdürülebilir rekabet, sürdürülebilir tarım, sürdürülebilir süreç gibi çok farklı kavramlarla birlikte
kullanılmaktadır.
Dünya Turizm Örgütü (WTO), sürdürülebilir turizmi şu şekilde tanımlamaktadır; gelecekteki
fırsatları koruyup geliştirmeyi gözeterek, bugünkü turistlerin ve ev sahipliği yapan bölgelerin
ihtiyaçlarını karşılama ilkesini benimser. Bu şekilde tüm kaynakların yönetimi; kültürel bütünlüğün,
zorunlu ekolojik sürelerin, biyolojik çeşitliliğin ve yaşam destek sistemlerinin devamlılığı sağlanırken,
ekonomik, sosyal ve estetik gerekler karşılanacak şekilde öne çıkarılır. Sürdürülebilir turizm ürünleri;
113