Page 122 - Stk 2015 Bildiriler E-Kitap
P. 122
len gelirlerin bölgeler arasındaki gelir farklılığını daha da açtığı sonucuna ulaşmışlardır (Ma vd.,
2015:76-77). Bu nedenle, hedef kitlenin ve hedef pazarların derinlemesine bir araştırma ile
belirlenmesi gerekmektedir. Diğer yandan, turizm hizmetlerinin sunumunda tamamlayıcılık ve
işbirliği (örneğin; komşu bölgelerle ortak turizm koridorları oluşturmak gibi) avantaj
sağlayabilmektedir.

Bölgesel turizmi planlarken sadece işgücüne odaklı tedbir veya faaliyetler düşünülmemelidir.
Turizmi bölgesel büyüme ve kalkınma politikaları için cazip bir seçenek haline getiren en önemli
unsur faaliyetin emek-yoğun bir faaliyet olmasıdır. Ancak turizmin emek-yoğun karakteri büyük
turizm yatırımlarının yoğunlaştığı yerlerde daha çok ortaya çıkmakta, sermaye yoğunluğu emek
yoğunluğunu tetiklemektedir (Jin, 2011: 338). Özetle, turizm tesis ve hizmetleri kümelendiğinde
istihdam üzerinde olumlu etkiler görülmektedir.

Bölgesel işgücünün turizmdeki rolüne ilişkin yapılan diğer bir yanlış varsayım, bölgesel
işgücünün mevcut haliyle turizmin üstesinden gelebileceğidir. Kısacası, hiçbir işgücü eğitimi
yapılmadan, sadece mikro tesisler kurularak bir bölgede turizmin gelişebileceğini düşünmek yanıltıcı
bir beklentidir. Yerelden sağlanan turizm hizmetlerinde ölçeğe göre belirli bir kalite düzeyini
yakalamak ve bunu sürdürmek faaliyetin gelecekte de sürdürülebilir olması açısından önemlidir.

Ġşgücü ile ilgili bir diğer soru ise yerel girişimcilerin turizmin getireceği görece yeni fırsatlara
ve sorunlara karşı tutumlarının ne olacağıdır. Özellikle kırsal turizm, eko turizm vb. tematik turizm
türleri için kurulan işletmelerin fazla bir yatırıma ihtiyacı olmayabilir. Ancak, özel donanım ve
hizmetler gerektiren turizm türleri için yerel girişimcilerin aşina olmadıkları bir alanda hatalı yatırım
kararları verebilme riskleri vardır. Bu gibi riskleri en aza indirmek için yerel girişimcilerin bir iş
planına göre yatırımlarını kurgulamaları önemlidir. Bununla birlikte, özellikle kırsal alan ağırlıklı
turizm faaliyetlerinde veya turizm faaliyetlerinin yeni gelişmeye başladığı bölgelerde kurulan mikro
işletmelerde bir iş planına göre faaliyet gösteren işletmelerin sayısı çok az olabilmektedir (Ateljevic,

2009:297).

C. Kamu-Yerel Ortaklıkları
Sürdürülebilir bölgesel büyüme için oluşturulan yerel stratejilerle belirlenen ortak hedeflere
ulaşmak için bölgedeki tüm aktörlerin birlikte çalışmaları gerekmektedir. Kamu, özel sektör ve sivil
toplumun erişebilecekleri kaynaklar ve üstlendikleri işlevler farklıdır. Bu kesimlerin çabalarının içsel
bölgesel kalkınma yaklaşımına uygun olarak birbirlerini tamamlayıcı bir biçimde koordine edilmesi,
sadece turizme dayalı stratejilerin değil tüm bölgesel kalkınma stratejilerinin başarısı için önemli bir
etkendir (Ateljevic, 2009: 285-286, Butowski, 2010: 5-6). Stratejik bir kalkınma hedefi belirleyip
bunun sadece özel kesimin veya girişimcilerin çabalarıyla gerçekleşmesini beklemek doğru bir
yaklaşım değildir. Sonuç olarak, bir bölgenin rekabet gücü kendine has tüm içsel faktörlerin
bileşimiyle ortaya çıkmaktadır ve küresel piyasadan bölgenin alacağı payın belirleyicisi olmaktadır.

108
   117   118   119   120   121   122   123   124   125   126   127