Page 250 - Stk 2015 Bildiriler E-Kitap
P. 250
RİŞ
Dünya, insanların ihtiyaçlarını karşılayacak her şeye sahiptir. Ancak insanların bitmek
bilmeyen istek ve arzuları karşısında kaynakların hızla tükendiğini söylenebilir. Küreselleşen dünyada
insanlar ihtiyaçlarından daha fazlasını tüketmeye yönlendirilmektedir. İnsanoğlunun bu tutumu
dünyanın sahip olduğu kaynaklar üzerinde aşırı yüklenmeye neden olmaktadır (Akşit, 2007: 446).
Günümüzde insanlık için en büyük tehlike yeryüzüne yönelik çevresel baskılar ile ekolojik süreçlerin
bozulmasıdır. Yaşam standartlarının korunarak devam ettirilebilmesi, öncelikle ekolojik süreçlerinin
korunmasına ve sürdürülebilmesine bağlıdır (Gündüz, 2004: 58).
Turistik destinasyonlarda yaşayan halk, doğrudan turizm sektöründe çalışan veya destek
hizmetleri vererek turizmden dolaylı olarak fayda sağlayanlar ile turizmden gelir elde etmeyenler
olarak iki grupta incelenmektedir. Birinci grupta yer alanlar geçimlerini turizmden sağladıklarından
genelde turizmin olumsuz etkilerine karşı hoşgörülüyken, ikinci grupta yer alanların turizme
yaklaşımları daha olumsuzdur (Buhalis ve Fletcher, 1995: 10’dan Aktaran, Roney, 2011: 130). Bu
durum turizm sektörü yatırımcıları, yöneticileri ve çalışanları ile turizmden herhangi bir fayda
sağlamayan kişilerin tutumlarının farklı olacağı sonucunu işaret ederken, turizmden fayda
sağlayanların turizme konu olan doğal, kültürel ve sosyal kaynakların kullanılması ve tüketiminde bazı
hususları göz ardı edilebileceği endişesi, irdelenmesi gereken bir konu olarak ortaya çıkmaktadır.
Turizm sektörü, hizmet endüstrisinin en önemli alanlarından birisidir. Özellikleri gereği ve
işleyiş olarak emek yoğun bir özelliğe sahip ve en önemli üretim faktörünün insan olması, sektörde
sürdürülebilir ve sürekli bir başarının sağlanmasında insan faktörünü ön plana çıkarmaktadır. Bir
bölgeye sürdürülebilir bir turizm anlayışının kazandırılması her şeyden önce turizm paydaşları ve
çalışanlarında sürdürülebilirlik farkındalığı oluşturmakla mümkündür. Özellikle de gelişmekte olan
turizm bölgelerinde bu bilincin oluşturulması, turizm kaynaklarının korunması ve sürekliliğinin
sağlanması açısından gereklidir.
Bu nedenle, sürdürülebilir turizm gelişiminde turizm işletme yöneticilerinin tutumları son
derece önemlidir. Araştırmanın konusunu oluşturan sürdürülebilir turizme, özellikle de sektörün
lokomotifi konumunda olan seyahat acentaları ve otel işletmeleri yöneticilerinin bakış açısını ölçmek
amaçlanmıştır. Bu kapsamda ilgili literatür derlenerek uygun araştırma tekniğinden yararlanılmış ve
konu aydınlatılmaya çalışılmıştır.
I. SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZM
Hızlı gelişen ve değişen teknoloji ve sanayileşmenin sonucu olarak çevre kaynaklı problemler,
nüfus artışı, kaynakların sınırlılığı, insanlığı sürdürülebilirlik kavramını araştırmasına ve uygulamasına
yönlendirmiştir. Sürdürülebilir çevre ve kalkınmanın temel felsefesi, kaynakların korunması ve
yenilebilir kullanılmasıdır (Gündüz, 2004: 58). Bir turizm destinasyonuna turist çeken unsurlar sonsuz
ve süresiz değildir. Bu yüzden bu kaynaklar sınırlı ve muhtemelen yenilenmesi olanaksız olarak
görülmeli ve değerlendirilmelidir. Çevreyi korumayı ve yaşam koşullarını iyileştirmeyi amaçlayan bir
236
Dünya, insanların ihtiyaçlarını karşılayacak her şeye sahiptir. Ancak insanların bitmek
bilmeyen istek ve arzuları karşısında kaynakların hızla tükendiğini söylenebilir. Küreselleşen dünyada
insanlar ihtiyaçlarından daha fazlasını tüketmeye yönlendirilmektedir. İnsanoğlunun bu tutumu
dünyanın sahip olduğu kaynaklar üzerinde aşırı yüklenmeye neden olmaktadır (Akşit, 2007: 446).
Günümüzde insanlık için en büyük tehlike yeryüzüne yönelik çevresel baskılar ile ekolojik süreçlerin
bozulmasıdır. Yaşam standartlarının korunarak devam ettirilebilmesi, öncelikle ekolojik süreçlerinin
korunmasına ve sürdürülebilmesine bağlıdır (Gündüz, 2004: 58).
Turistik destinasyonlarda yaşayan halk, doğrudan turizm sektöründe çalışan veya destek
hizmetleri vererek turizmden dolaylı olarak fayda sağlayanlar ile turizmden gelir elde etmeyenler
olarak iki grupta incelenmektedir. Birinci grupta yer alanlar geçimlerini turizmden sağladıklarından
genelde turizmin olumsuz etkilerine karşı hoşgörülüyken, ikinci grupta yer alanların turizme
yaklaşımları daha olumsuzdur (Buhalis ve Fletcher, 1995: 10’dan Aktaran, Roney, 2011: 130). Bu
durum turizm sektörü yatırımcıları, yöneticileri ve çalışanları ile turizmden herhangi bir fayda
sağlamayan kişilerin tutumlarının farklı olacağı sonucunu işaret ederken, turizmden fayda
sağlayanların turizme konu olan doğal, kültürel ve sosyal kaynakların kullanılması ve tüketiminde bazı
hususları göz ardı edilebileceği endişesi, irdelenmesi gereken bir konu olarak ortaya çıkmaktadır.
Turizm sektörü, hizmet endüstrisinin en önemli alanlarından birisidir. Özellikleri gereği ve
işleyiş olarak emek yoğun bir özelliğe sahip ve en önemli üretim faktörünün insan olması, sektörde
sürdürülebilir ve sürekli bir başarının sağlanmasında insan faktörünü ön plana çıkarmaktadır. Bir
bölgeye sürdürülebilir bir turizm anlayışının kazandırılması her şeyden önce turizm paydaşları ve
çalışanlarında sürdürülebilirlik farkındalığı oluşturmakla mümkündür. Özellikle de gelişmekte olan
turizm bölgelerinde bu bilincin oluşturulması, turizm kaynaklarının korunması ve sürekliliğinin
sağlanması açısından gereklidir.
Bu nedenle, sürdürülebilir turizm gelişiminde turizm işletme yöneticilerinin tutumları son
derece önemlidir. Araştırmanın konusunu oluşturan sürdürülebilir turizme, özellikle de sektörün
lokomotifi konumunda olan seyahat acentaları ve otel işletmeleri yöneticilerinin bakış açısını ölçmek
amaçlanmıştır. Bu kapsamda ilgili literatür derlenerek uygun araştırma tekniğinden yararlanılmış ve
konu aydınlatılmaya çalışılmıştır.
I. SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZM
Hızlı gelişen ve değişen teknoloji ve sanayileşmenin sonucu olarak çevre kaynaklı problemler,
nüfus artışı, kaynakların sınırlılığı, insanlığı sürdürülebilirlik kavramını araştırmasına ve uygulamasına
yönlendirmiştir. Sürdürülebilir çevre ve kalkınmanın temel felsefesi, kaynakların korunması ve
yenilebilir kullanılmasıdır (Gündüz, 2004: 58). Bir turizm destinasyonuna turist çeken unsurlar sonsuz
ve süresiz değildir. Bu yüzden bu kaynaklar sınırlı ve muhtemelen yenilenmesi olanaksız olarak
görülmeli ve değerlendirilmelidir. Çevreyi korumayı ve yaşam koşullarını iyileştirmeyi amaçlayan bir
236