Page 301 - Stk 2015 Bildiriler E-Kitap
P. 301
RĠġ
Klasik iktisatçılardan günümüze ekonomik büyümeyi ve dengeyi sağlamada birçok kuram
geliĢtirilmiĢtir. Bu kuramlar arasında günümüzde kümelenme olarak adlandırılan yığılım ekonomileri
ve sağlamıĢ olduğu dıĢsallıklar geçen zamana rağmen popülaritesinden hiçbir Ģey kaybetmemiĢtir
(Kök, 2010: 62; Küçüker, 2012: 2; Tutar vd., 2012: 95-96). Yığılım ekonomileri ya da ekonomik
yoğunlaĢma kavramı Marshall’ın Ġngiltere’de endüstriyel bölgelerde yaptığı incelemelere
dayandırılmaktadır (Malmberg vd., 2000: 305-306; Eraslan vd., 2008: 4-5; Bulu, 2009: 21). Marshall,
1890 yılında kaleme aldığı Ekonominin Ġlkeleri (Principles of Econmics) adlı eserinde birbirine benzer
nitelikteki iĢletmelerin özel bölgelerde bir araya geldiklerini ve bu yığılma sonucunda bazı dıĢsal
kazanımlar elde ettiklerini vurgulamıĢtır ( Marshall, 1895: 347). Marshall’ın anılan eserinde
iĢletmelerin, özellikle doğal kaynaklara yakın ve/ya endüstriyel üretim için uygun yerlerde
kurulmasının son birim (marjinal) maliyetler açısından avantaj sağladığını öne sürmesi, erken
endüstriyel kümelenme yaklaĢımı biçiminde yorumlanmaktadır (Ahn ve Meeks, 2007: 20; Malmberg
vd., 2010: 310-313; Kök, 2010: 62; Sayın ve Sayın, 2012: 144-145; Kartal, 2013: 32).
Marshall’ın yığılım yaklaĢımı günümüzde dünya ölçeğinde olduğu kadar Türkiye’de de
Porter’ın rekabet kuramları ile daha da ileri bir noktaya taĢınmıĢtır (Ellison vd., 2007: 1; Aydemir ve
SoydaĢ, 2014: 13 ). Klasiklerin yığılım ya da yoğuĢum olarak ilk temellerini atmıĢ oldukları yaklaĢım
Porter tarafından kümelenme olarak adlandırılmıĢ, iĢletme ve iktisat yazınında yerini almıĢtır (McRae,
2004: 237-238; KuĢat, 2010: 118).
Sektörel kümelenmeler yaratmıĢ oldukları iĢletmeler arası bilgi transferi, yenilikçilik, ölçek
ekonomilerine bağlı maliyet avantajları vb. yararlarla iĢletmelerin rekabet gücünü önemli ölçüde
artırmaktadırlar (Waits, 2000: 35-40; Türkay 2010: 145; Delgado vd., 2012: 1-48; Oğuztürk ve
Sarıçoban, 2013: 94-104). Rekabet gücünün artırılmasında önemli bir araç olan kümelenme
yaklaĢımının uygulanabilmesi için öncelikle bölgedeki sektörlerin tanımlanması ve tanımlanan
sektörlerin arasından kümelenme potansiyeli yüksek olanların belirlenmesi (önceliklendirilmesi)
gerekmektedir (Ekonomi Bakanlığı, 2012: 4). Sektörel kümelenme analizi, ilgili sektöre yönelik değer
zincirinde yer alan tüm oyuncuları, oyuncuların rolleri ve iliĢki ağını yorumlamaya yönelik olarak
değerlendirme yapabilmek amacı ile geliĢtirilmiĢ bir yöntemdir. Bu çerçevede özellikle
kümelenmelerin geliĢtirilmesine yönelik olarak yapılacak çalıĢmalara temel oluĢturacak yaklaĢım,
sektörün temel değer zinciri içerisinde yer alan unsurların ortaya çıkarılmasını hedeflemektedir
(Mevlana Kalkınma Ajansı [MEVKA], 2011: 42). Ölçeklendirildiği yapıya göre farklılık gösteren
rekabet kavramı bu tür bir çabayı zorunlu kılmaktadır. Nitekim ülke içindeki iĢletmeler arasındaki
rekabet mikro, bölgeler/sektörler arasındaki rekabet mezzo ve ülkeler arasındaki rekabet ise makro
düzey olarak kabul edilmektedir (Arıcıoğlu vd., 2013: 3). Bu bakıĢ açısıyla birçok geliĢmiĢ ve
geliĢmekte olan ülkede yerel ve bölgesel kalkınma için etkin bir araç olarak kullanılan kümelenmenin
temelinde yer alan bileĢenlerin incelenmesi gerekmektedir (Sayın ve Sayın, 2012: 144). Zira
287
Klasik iktisatçılardan günümüze ekonomik büyümeyi ve dengeyi sağlamada birçok kuram
geliĢtirilmiĢtir. Bu kuramlar arasında günümüzde kümelenme olarak adlandırılan yığılım ekonomileri
ve sağlamıĢ olduğu dıĢsallıklar geçen zamana rağmen popülaritesinden hiçbir Ģey kaybetmemiĢtir
(Kök, 2010: 62; Küçüker, 2012: 2; Tutar vd., 2012: 95-96). Yığılım ekonomileri ya da ekonomik
yoğunlaĢma kavramı Marshall’ın Ġngiltere’de endüstriyel bölgelerde yaptığı incelemelere
dayandırılmaktadır (Malmberg vd., 2000: 305-306; Eraslan vd., 2008: 4-5; Bulu, 2009: 21). Marshall,
1890 yılında kaleme aldığı Ekonominin Ġlkeleri (Principles of Econmics) adlı eserinde birbirine benzer
nitelikteki iĢletmelerin özel bölgelerde bir araya geldiklerini ve bu yığılma sonucunda bazı dıĢsal
kazanımlar elde ettiklerini vurgulamıĢtır ( Marshall, 1895: 347). Marshall’ın anılan eserinde
iĢletmelerin, özellikle doğal kaynaklara yakın ve/ya endüstriyel üretim için uygun yerlerde
kurulmasının son birim (marjinal) maliyetler açısından avantaj sağladığını öne sürmesi, erken
endüstriyel kümelenme yaklaĢımı biçiminde yorumlanmaktadır (Ahn ve Meeks, 2007: 20; Malmberg
vd., 2010: 310-313; Kök, 2010: 62; Sayın ve Sayın, 2012: 144-145; Kartal, 2013: 32).
Marshall’ın yığılım yaklaĢımı günümüzde dünya ölçeğinde olduğu kadar Türkiye’de de
Porter’ın rekabet kuramları ile daha da ileri bir noktaya taĢınmıĢtır (Ellison vd., 2007: 1; Aydemir ve
SoydaĢ, 2014: 13 ). Klasiklerin yığılım ya da yoğuĢum olarak ilk temellerini atmıĢ oldukları yaklaĢım
Porter tarafından kümelenme olarak adlandırılmıĢ, iĢletme ve iktisat yazınında yerini almıĢtır (McRae,
2004: 237-238; KuĢat, 2010: 118).
Sektörel kümelenmeler yaratmıĢ oldukları iĢletmeler arası bilgi transferi, yenilikçilik, ölçek
ekonomilerine bağlı maliyet avantajları vb. yararlarla iĢletmelerin rekabet gücünü önemli ölçüde
artırmaktadırlar (Waits, 2000: 35-40; Türkay 2010: 145; Delgado vd., 2012: 1-48; Oğuztürk ve
Sarıçoban, 2013: 94-104). Rekabet gücünün artırılmasında önemli bir araç olan kümelenme
yaklaĢımının uygulanabilmesi için öncelikle bölgedeki sektörlerin tanımlanması ve tanımlanan
sektörlerin arasından kümelenme potansiyeli yüksek olanların belirlenmesi (önceliklendirilmesi)
gerekmektedir (Ekonomi Bakanlığı, 2012: 4). Sektörel kümelenme analizi, ilgili sektöre yönelik değer
zincirinde yer alan tüm oyuncuları, oyuncuların rolleri ve iliĢki ağını yorumlamaya yönelik olarak
değerlendirme yapabilmek amacı ile geliĢtirilmiĢ bir yöntemdir. Bu çerçevede özellikle
kümelenmelerin geliĢtirilmesine yönelik olarak yapılacak çalıĢmalara temel oluĢturacak yaklaĢım,
sektörün temel değer zinciri içerisinde yer alan unsurların ortaya çıkarılmasını hedeflemektedir
(Mevlana Kalkınma Ajansı [MEVKA], 2011: 42). Ölçeklendirildiği yapıya göre farklılık gösteren
rekabet kavramı bu tür bir çabayı zorunlu kılmaktadır. Nitekim ülke içindeki iĢletmeler arasındaki
rekabet mikro, bölgeler/sektörler arasındaki rekabet mezzo ve ülkeler arasındaki rekabet ise makro
düzey olarak kabul edilmektedir (Arıcıoğlu vd., 2013: 3). Bu bakıĢ açısıyla birçok geliĢmiĢ ve
geliĢmekte olan ülkede yerel ve bölgesel kalkınma için etkin bir araç olarak kullanılan kümelenmenin
temelinde yer alan bileĢenlerin incelenmesi gerekmektedir (Sayın ve Sayın, 2012: 144). Zira
287