Page 193 - Stk 2015 Bildiriler E-Kitap
P. 193
RĠġ

Coğrafi çevre geçmiĢten bu güne değin tüm değerleriyle turizmin ilgi odağı olmuĢtur (Soykan,
2003: 19). Buna karĢın dağlık alanların sahip olduğu doğal kaynaklar ve bu kaynakların kullanım
potansiyelleri günümüze kadar tam anlamıyla anlaĢılmamıĢtır (Gönençgil, 2003: 55-56). 1830-1900’lü
yıllar dağların dikkat çekmeye baĢladığı dönemlerdi. Ġngiliz amatör dağcılarının katkısı ile kıĢ
mevsiminin güzelliğinin keĢfedilmesi, seyahat mevsimine kıĢ aylarının da dâhil edilmesi ile ikinci bir
tatil olanağı ve sezonu ortaya çıktı (Özgüç, 2011: 199).

Dağlar ve dağlık alanlar insanlık tarihi boyunca pek çok beĢeri faaliyet açısından dikkat çekici
yerler olmuĢ ve bu doğrultuda birçok amaçla kullanılmıĢlardır (Doğanay ve Zaman, 2013: 125).
Bunlardan biri olan dağcılıkla ilgili sporlar, günümüzde dünyanın her köĢesinde milyonlarca insan
tarafından gerçekleĢtirilmektedir (Somuncu, 2004: 7). Günümüzde popülaritesi artan kıĢ sporları gibi
spor dalları turizm aktivitesi içerisinde değerlendirilmekte (Erhan, 2012: 301) olup, dağlar ülkemizde
deniz kıyılarından sonra, rekreasyonel etkinlikler için gerek yabancı gerekse yerli ziyaretçiler
tarafından en çok tercih edilen alanların baĢında gelmektedir (Somuncu, 2003: 66). Bu anlamda dağ
turizmi dağ ikliminde bulunma, dinlenme ve tatil ile dağ sporları yapma uğraĢlarını kapsayan bir
turizm hareketidir (Ülker, 1992: 11). Ayrıca kıĢ turizmi günümüzde sadece bir spor turizmi türü
olmaktan çıkmıĢ ve sporun yanında veya hatta tamamen dıĢında tesis ve etkinlikleri de talep eden bir
pazarın etkisinde girmiĢtir (Demiroğlu, 2014: 1).

Türkiye’de kıĢ turizminin en geniĢ yayılma alanı, yüzeyĢekilleri ve iklimle ilgili olarak Doğu
Anadolu Bölgesi’dir (Doğaner, 1997: 28). Erzurum’da doğal çevre Ģartları ve insan gücü bakımından,
çok zengin bir kayak sporu potansiyeli vardır (Doğanay, 1987: 48). Erzurum ve çevresi klimatik
turizm açısından önemli olup, klimatizm yönünden en dikkat çekici turizm aktivitesi hiç Ģüphesiz
kayak sporu (Doğanay, 1986: 196) olup, kıĢ turizminin geliĢmesindeki en önemli etkenlerden biridir
(AltaĢ vd., 2015: 346). Kayak sporu kuzey disiplini ve alp disiplini olmak üzere iki alt baĢlıkta
toplanmaktadır. Kuzey disiplinin en yaygın kolu olan kayak koĢu (cross - country) için düz ve az
eğimli alanlar gerekirken, alp disiplininde yüksek seviyelerden alçak seviyelere kayakla inildiğinden
çeĢitli eğimlerde yamaçlar gerekir (Doğaner, 2001: 179).

Karaman (1996), sürdürülebilirliği bir toplumun, ekosistemin veya sürekliliği olan herhangi
bir sistemin iĢlerini kesintisiz bozulmadan aĢırı kullanım ile tüketmeden veya sistemin hayati bağı olan
ana kaynaklara aĢırı yüklenmeden sürdürülebilmesi yeteneği olarak tanımlamıĢtır (Sarıkaya ve Kara,
2007: 222). Hunter and Green (1995) ise sürdürülebilir turizmi destinasyon alanlarında hem yerel,
doğal ve kültürel yapısal kaynakları korur hem de ekonomik geliĢmeyi teĢvik ederek bu amaçları
sağlar Ģeklinde tanımlamıĢtır (Nepal, 2000: 662). Sürdürülebilirliğin ekonomik boyutu ürün ve
hizmetlerin doğal kaynakların aĢırı tüketimini engelleyerek üretim iĢlevini yerine getiren sürdürülebilir
bir sistemdir. Sosyal boyut ise gelir ve cinsiyet eĢitliğini gözeten siyasi güvenilirliğin olduğu ve

179
   188   189   190   191   192   193   194   195   196   197   198