Page 258 - Stk 2015 Bildiriler E-Kitap
P. 258
lo 7. Yöneticilerin Sürdürülebilir Turizmle İlgili İfadelere Yönelik Algılarının İşletme
Türüne Göre Farklılığı“Kruskall-Wallis H” Testi
Kruskall-Wallis H
İşletme Türüne Göre Mean Rank Ki Kare Z P
0,10*
Yerel halka turizm karar Turizm İşletme Belgeli N 9,43
19,55
mekanizmalarında yer Otel 7 11,65
10
alabilmeleri için fırsat Belediye Belgeli Otel 10 9,197 2
Seyahat Acentası
verilir.
* Sig<0.05
Tablo 7’de görüldüğü üzere, Erzincan ilindeki yöneticilerin sürdürülebilir turizmle ilgili
ifadelere yönelik algılarını çalıştıkları işletme türüne göre farklılık gösterip göstermediğini test
edebilmek amacıyla “Kruskall-Wallis H” testi yapılmıştır. Sürdürülebilir turizmle ilgili ifadelerden
“Yerel halka turizm karar mekanizmalarında yer alabilmeleri için fırsat verilir.” İfadesi işletme türüne
göre anlamlı farklılık (p<0.05) göstermektedir. Tablodaki mean rank durumuna bakıldığında Belediye
belgeli otel yöneticilerinin seyahat acentası ve turizm işletme belgeli otellere göre farklı algıladıkları
tespit edilmiştir. Tablo 7’deki bu sonuçlara göre; “H3: Yöneticilerin sürdürülebilir turizm algılarında
çalıştıkları işletme türüne göre anlamlı farklılık göstermektedir” hipotezi kabul edilmiştir.
SONUÇ
Turizm insanlık tarihi ile birlikte başlayan ve günümüz dünyasındaki gelişmelere paralel
önemi her geçen gün artan bir endüstridir. Dünyada iki trilyon dolarlık bir endüstri konumunda olan
turizm, ülke ekonomilerine ciddi manada katkı sağlamaktadır. Ekonomik katkısı bu denli yüksek olan
bu endüstriye yapılan yatırımlar çok yüksek miktarda olmaktadır. Özellikle gelişmekte olan ülkeler
için can simidi durumunda olan turizm endüstrisi büyük bir yatırım potansiyeline sahiptir.
Ekonominin ana felsefesini oluşturan kıt kaynaklarla sınırsız insan ihtiyaçlarının tatmin edilmesi
düşüncesi turizm içinde geçerlidir. Bir bölgenin doğal güzellikleri, gelenek ve görenekleri, tarihsel
detayları turizmin ana kaynaklarına örnek olarak verilebilir. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde turizm
gelişimi ekonomik kaygılar ön planda tutularak planlandığından, turizmin ana kaynakları (doğal,
sosyal ve kültürel) göz ardı edilmekte ve yok olma durumu ile karşı karşıyadır. Bu durum, turizm plan
ve politikalarının bilinçli ve sürdürülebilir anlayışla yapılmasını zorunlu kılmaktadır.
Çevrenin korunması ve sürdürülebilir bir turizm gelişiminin sağlanması için yapılan
yatırımların ve eylemlerin başında gereken önlemlerin alınması gerekmektedir. Japonların hatanın
oluşmadan önlenmesi için sıfır hata prensibi ve Alain’in sözüne atfen “Sonuçları değil, başlangıçları
değiştirmek gerekir” anlayışının sürdürülebilir turizmde dikkate alınması gerekmektedir.
Yapılan birçok araştırma, sürdürülebilir turizmin gelişiminin yerel yönetimler, yerel halk ve
ziyaretçilerle gerçekleştirilebileceği ileri sürmüştür. Bu araştırmada ise, belirtilen paydaş grubunun
244
Türüne Göre Farklılığı“Kruskall-Wallis H” Testi
Kruskall-Wallis H
İşletme Türüne Göre Mean Rank Ki Kare Z P
0,10*
Yerel halka turizm karar Turizm İşletme Belgeli N 9,43
19,55
mekanizmalarında yer Otel 7 11,65
10
alabilmeleri için fırsat Belediye Belgeli Otel 10 9,197 2
Seyahat Acentası
verilir.
* Sig<0.05
Tablo 7’de görüldüğü üzere, Erzincan ilindeki yöneticilerin sürdürülebilir turizmle ilgili
ifadelere yönelik algılarını çalıştıkları işletme türüne göre farklılık gösterip göstermediğini test
edebilmek amacıyla “Kruskall-Wallis H” testi yapılmıştır. Sürdürülebilir turizmle ilgili ifadelerden
“Yerel halka turizm karar mekanizmalarında yer alabilmeleri için fırsat verilir.” İfadesi işletme türüne
göre anlamlı farklılık (p<0.05) göstermektedir. Tablodaki mean rank durumuna bakıldığında Belediye
belgeli otel yöneticilerinin seyahat acentası ve turizm işletme belgeli otellere göre farklı algıladıkları
tespit edilmiştir. Tablo 7’deki bu sonuçlara göre; “H3: Yöneticilerin sürdürülebilir turizm algılarında
çalıştıkları işletme türüne göre anlamlı farklılık göstermektedir” hipotezi kabul edilmiştir.
SONUÇ
Turizm insanlık tarihi ile birlikte başlayan ve günümüz dünyasındaki gelişmelere paralel
önemi her geçen gün artan bir endüstridir. Dünyada iki trilyon dolarlık bir endüstri konumunda olan
turizm, ülke ekonomilerine ciddi manada katkı sağlamaktadır. Ekonomik katkısı bu denli yüksek olan
bu endüstriye yapılan yatırımlar çok yüksek miktarda olmaktadır. Özellikle gelişmekte olan ülkeler
için can simidi durumunda olan turizm endüstrisi büyük bir yatırım potansiyeline sahiptir.
Ekonominin ana felsefesini oluşturan kıt kaynaklarla sınırsız insan ihtiyaçlarının tatmin edilmesi
düşüncesi turizm içinde geçerlidir. Bir bölgenin doğal güzellikleri, gelenek ve görenekleri, tarihsel
detayları turizmin ana kaynaklarına örnek olarak verilebilir. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde turizm
gelişimi ekonomik kaygılar ön planda tutularak planlandığından, turizmin ana kaynakları (doğal,
sosyal ve kültürel) göz ardı edilmekte ve yok olma durumu ile karşı karşıyadır. Bu durum, turizm plan
ve politikalarının bilinçli ve sürdürülebilir anlayışla yapılmasını zorunlu kılmaktadır.
Çevrenin korunması ve sürdürülebilir bir turizm gelişiminin sağlanması için yapılan
yatırımların ve eylemlerin başında gereken önlemlerin alınması gerekmektedir. Japonların hatanın
oluşmadan önlenmesi için sıfır hata prensibi ve Alain’in sözüne atfen “Sonuçları değil, başlangıçları
değiştirmek gerekir” anlayışının sürdürülebilir turizmde dikkate alınması gerekmektedir.
Yapılan birçok araştırma, sürdürülebilir turizmin gelişiminin yerel yönetimler, yerel halk ve
ziyaretçilerle gerçekleştirilebileceği ileri sürmüştür. Bu araştırmada ise, belirtilen paydaş grubunun
244