Page 482 - Stk 2015 Bildiriler E-Kitap
P. 482
ramı ile ekoturizm, yeĢil turizm, doğa turizmi gibi kavramların birbirleri yerine kullanıldığı
görülmektedir (Ukav, 2014:16). Kalkınma veya bölgesel geliĢmede önemli bir alt sektör olarak
nitelenen ekoturizm, çevre ve doğal kaynaklarla olan iliĢkisi nedeniyle kalkınma ve çevre çeliĢkisini
uyumluluğa dönüĢtürmektedir (Kaypak, 2012:12). Ekoturizm, yerleĢik toplumların bütünlüğüne,
varlıklarına saygılı, ekosistemin korunmasına katkıda bulunarak en azından ekosistemle uyumlu bir
Ģekilde gerçekleĢtirilen sorumluluk gerektiren bir doğa seyahat deneyimidir (Butler ve Boyd,
1996:386). Ekoturist ziyaret ettiği yörenin doğal, kültürel değerlerine saygılı olmayı davranıĢ biçimi
haline getiren; yöreye her anlamda katkılar sağlayan bir ziyaretçi olup katılım, iletiĢim, karĢılıklı
öğrenme, saygı ve duyarlılığa sahiptir (ġerefoğlu, 2009:34).
Khabbazi ve Yazgan (2012:9) ekoturizme yerel halkın katılımının olumlu bir sosyokültürel
değiĢim sağlayabileceğini ifade etmektedir. Bununla birlikte, ekonomik geliĢme, ulusal ve uluslararası
pazara açılma genellikle talep edilen bir durum olmakla beraber, temel problemin yerel halkın turizme
dâhil olmak isteyip istemediklerinin sorulmadığı durumlarda zorunlu bir katılımın söz konusu
olduğunu dile getirmektedirler. Bu durum geliĢmeyi sosyo-ekonomik açıdan olumsuz etkilemektedir.
Sonuç olarak ekoturizm bölgesi olarak kabul edilen bölgelerin halkının da olumlu yaklaĢımının
oldukça önemli olduğu ifade etmek mümkündür. Ayrıca, kendine özgü çekiciliklere sahip kırsal
bölgelerde gerçekleĢtirilecek turistik faaliyetlerin, o bölgenin yapısıyla ve taĢıma kapasitesiyle uyumlu
olması gerekir. Bu durum kırsal turizm faaliyetlerinin planlı ve kontrollü olarak gerçekleĢtirilmesini
zorunlu kılmaktadır. Aksi takdirde kırsal bölgenin kendine has çekicilikleri zamanla ortadan kaybolur
ve bölge kırsal turizm için arz kaynağı özelliğini kaybeder (Çeken vd., 2012:13).
Ekoturizm faaliyetleri, kırsal alanda yaĢayan halk için farklı bir gelir kaynağı sağlayarak,
kırsal kalkınmaya olumlu etki oluĢturmaktadır. Bu çerçevede, özellikle kırsal alanlarda söz konusu
kalkınmaya destek olarak ekoturizm faaliyetleri kapsamında çeĢitli kurum ve kuruluĢlar tarafından da
projeler gerçekleĢtirilmektedir. Bu proje sonuçları, ilgili bölgelerde sadece turizm çekiciliği
yaratmakta kalmayıp, aynı zamanda o bölgede yaĢayan kiĢilerin de günlük yaĢam ve refah
seviyelerinin geliĢtirilmesine yönelik faydalar sunmaktadırlar. Daha önce de ifade edildiği gibi
turizmle ilgili yapılan planlarda ekoturizm ve kırsal kalkınma iliĢkisi üzerinde durulmaktadır.
Dokuzuncu Kalkınma Planı’nda turizm sektörünün, ülkedeki refah ve geliĢmiĢlik dengesizliklerini
azaltıcı doğrultuda yönlendirilerek turizm potansiyeli olan ancak bugüne kadar yeterince ele
alınmamıĢ yörelerde turizmi geliĢtirilerek ekonomik ve sosyal kalkınma sağlama yönünde adımlar
atılmıĢtır (Kalkınma Bakanlığı, 2006:81). Yine Dokuzuncu Kalkınma Planı Özel Ġhtisas Turizm
Komisyonu Raporu’nda turizmin ekonomik faaliyetlerin yeterince geliĢmediği kırsal alanlarda refah
yaratan bir araç olarak düĢünülmesi gerektiği üzerinde durulmuĢtur (Kalkınma Bakanlığı, 2007:94).
Tarım ve Köy ĠĢleri Bakanlığı’nın Kırsal Kalkınma Planı’nda (2010-2013), kırsal turizmin
geliĢtirilmesi için özellikli köylerin korunması ve agroturizmin geliĢtirilmesine ek olarak, yerel
konaklama imkanlarının arttırılması ve ilçe tanıtımlarının arttırılması hususunda tedbirler alınması
gerektiği önerilmektedir (Tarım ve Köy ĠĢleri Bakanlığı, 2011:82). Onuncu Kalkınma Planı Turizm
468
görülmektedir (Ukav, 2014:16). Kalkınma veya bölgesel geliĢmede önemli bir alt sektör olarak
nitelenen ekoturizm, çevre ve doğal kaynaklarla olan iliĢkisi nedeniyle kalkınma ve çevre çeliĢkisini
uyumluluğa dönüĢtürmektedir (Kaypak, 2012:12). Ekoturizm, yerleĢik toplumların bütünlüğüne,
varlıklarına saygılı, ekosistemin korunmasına katkıda bulunarak en azından ekosistemle uyumlu bir
Ģekilde gerçekleĢtirilen sorumluluk gerektiren bir doğa seyahat deneyimidir (Butler ve Boyd,
1996:386). Ekoturist ziyaret ettiği yörenin doğal, kültürel değerlerine saygılı olmayı davranıĢ biçimi
haline getiren; yöreye her anlamda katkılar sağlayan bir ziyaretçi olup katılım, iletiĢim, karĢılıklı
öğrenme, saygı ve duyarlılığa sahiptir (ġerefoğlu, 2009:34).
Khabbazi ve Yazgan (2012:9) ekoturizme yerel halkın katılımının olumlu bir sosyokültürel
değiĢim sağlayabileceğini ifade etmektedir. Bununla birlikte, ekonomik geliĢme, ulusal ve uluslararası
pazara açılma genellikle talep edilen bir durum olmakla beraber, temel problemin yerel halkın turizme
dâhil olmak isteyip istemediklerinin sorulmadığı durumlarda zorunlu bir katılımın söz konusu
olduğunu dile getirmektedirler. Bu durum geliĢmeyi sosyo-ekonomik açıdan olumsuz etkilemektedir.
Sonuç olarak ekoturizm bölgesi olarak kabul edilen bölgelerin halkının da olumlu yaklaĢımının
oldukça önemli olduğu ifade etmek mümkündür. Ayrıca, kendine özgü çekiciliklere sahip kırsal
bölgelerde gerçekleĢtirilecek turistik faaliyetlerin, o bölgenin yapısıyla ve taĢıma kapasitesiyle uyumlu
olması gerekir. Bu durum kırsal turizm faaliyetlerinin planlı ve kontrollü olarak gerçekleĢtirilmesini
zorunlu kılmaktadır. Aksi takdirde kırsal bölgenin kendine has çekicilikleri zamanla ortadan kaybolur
ve bölge kırsal turizm için arz kaynağı özelliğini kaybeder (Çeken vd., 2012:13).
Ekoturizm faaliyetleri, kırsal alanda yaĢayan halk için farklı bir gelir kaynağı sağlayarak,
kırsal kalkınmaya olumlu etki oluĢturmaktadır. Bu çerçevede, özellikle kırsal alanlarda söz konusu
kalkınmaya destek olarak ekoturizm faaliyetleri kapsamında çeĢitli kurum ve kuruluĢlar tarafından da
projeler gerçekleĢtirilmektedir. Bu proje sonuçları, ilgili bölgelerde sadece turizm çekiciliği
yaratmakta kalmayıp, aynı zamanda o bölgede yaĢayan kiĢilerin de günlük yaĢam ve refah
seviyelerinin geliĢtirilmesine yönelik faydalar sunmaktadırlar. Daha önce de ifade edildiği gibi
turizmle ilgili yapılan planlarda ekoturizm ve kırsal kalkınma iliĢkisi üzerinde durulmaktadır.
Dokuzuncu Kalkınma Planı’nda turizm sektörünün, ülkedeki refah ve geliĢmiĢlik dengesizliklerini
azaltıcı doğrultuda yönlendirilerek turizm potansiyeli olan ancak bugüne kadar yeterince ele
alınmamıĢ yörelerde turizmi geliĢtirilerek ekonomik ve sosyal kalkınma sağlama yönünde adımlar
atılmıĢtır (Kalkınma Bakanlığı, 2006:81). Yine Dokuzuncu Kalkınma Planı Özel Ġhtisas Turizm
Komisyonu Raporu’nda turizmin ekonomik faaliyetlerin yeterince geliĢmediği kırsal alanlarda refah
yaratan bir araç olarak düĢünülmesi gerektiği üzerinde durulmuĢtur (Kalkınma Bakanlığı, 2007:94).
Tarım ve Köy ĠĢleri Bakanlığı’nın Kırsal Kalkınma Planı’nda (2010-2013), kırsal turizmin
geliĢtirilmesi için özellikli köylerin korunması ve agroturizmin geliĢtirilmesine ek olarak, yerel
konaklama imkanlarının arttırılması ve ilçe tanıtımlarının arttırılması hususunda tedbirler alınması
gerektiği önerilmektedir (Tarım ve Köy ĠĢleri Bakanlığı, 2011:82). Onuncu Kalkınma Planı Turizm
468