Page 69 - Stk 2015 Bildiriler E-Kitap
P. 69
RİŞ
İnsanlık, var oluşundan itibaren çevresini dolayısıyla da doğal kaynakları, kendi
gereksinimleri doğrultusunda kullanmıştır. Bu süreçle birlikte insanoğlu çevreyi etkilemiş ve çevreden
de etkilenmiştir. İnsan-doğa ilişkilerine ve çevresel sorunlara bu açıdan bakıldığında, ortaya çıkan tüm
ekolojik sorunların en büyük kaynağının, bitmek bilmeyen insan ihtiyaçlarının karşılanması için
doğanın bilinçsizce kullanılması olduğu ortaya çıkmaktadır. Nitekim insan, bu ihtiyaçlarının
karşılanması sürecinde, gerek duyduğu hammaddelerin sağlanması, mal ve hizmetlerin üretimi-
tüketimi ve daha sonra doğaya atık olarak aktarılması aşamalarının her birinde doğaya önemli ve geri
dönülemez zararlar vermektedir. Bu zararlar içerisinde büyük önem taşıyan konulardan birisi küresel
iklim değişikliğidir. İnsan kaynaklı sera gazlarının yol açtığı en büyük global sorun olarak karşımıza
çıkan iklim değişikliğinde, sera gazları emisyonlarının azaltımı oldukça büyük önem taşımaktadır. Bu
konuda ciddi önlemlerin alınması ilk kez 1992 Rio Konferansı’nda (UNFCCC) gündeme getirilmiştir.
Daha sonra 1997 yılında Japonya’nın Kyoto şehrinde bir araya gelen Birleşmiş Milletler ülkeleri, bu
konuda daha somut adımların atılabilmesi için bazı girişimlerde bulunmuşlardır.
Küresel ısınma süreci, iklimlerde değişikliklere neden olmaktadır. İklimlerin değişmesi ise
sağlık, tarım, enerji, turizm gibi çok çeşitli sektörleri etkilemekte ve olumsuz sonuçlar doğurmaktadır.
İklimdeki öngörülmeyen olaylar ve küresel ısınmanın etkileri uzun dönemde turizm stratejilerinin ve
planlarının gerçekleştirilmesini zorlaştırmaktadır. Dolayısıyla geleceğe yönelik turizm sorunlarına
karşı savunmasız kalınmaktadır. Dünyadaki bütün turistik bölge yönetimleri, uzun vadede pazarlama
stratejileri hazırlamaya çalışmaktadırlar. Fakat iklim değişikliklerine hazırlıklı iyi planların
yapılamaması gelecek dönem için beklenmeyen durumların ortaya çıkmasına sebep olabilecektir. Bu
çalışmada da küresel iklim değişikliklerinin sebep olduğu olumsuzluklar ön plana çıkarılarak kış
turizmi hareketlerine etkileri olup olmadığı belirlenmeye çalışılmış ve yapılan tespitlere göre
önerilerde bulunulmuştur.
I. LİTERATÜR TARAMASI
İklim değişikliği kavramı, iklim koşulları üzerinde küresel ve yerel izleri bulunan, nispeten
uzun süreli ve yavaş bir şekilde gelişen değişiklikler şeklinde ifade edilebilir. Küresel ısınmaya bağlı
olarak ortaya çıkan iklim değişikliği de, atmosfer içinde doğal olarak bulunan ve sera gazları olarak
adlandırılan bazı gazların konsantrasyonlarının değişmesi, buna bağlı olarak da yerkürenin aşırı olarak
ısınmaya başlaması ve birtakım ekolojik dengesizliklerin ortaya çıkmasını ifade etmektedir (Karakaya
ve Özçağ, 2003:2).
Küresel ısınmada en büyük payı sera etkisi almaktadır. Güneşten gelen dalgalı radyasyonun
bir kısmı doğrudan atmosfer tarafından uzaya verilirken, bir kısmı da yeryüzü tarafından emilmekte,
ısınan yeryüzünden salınan uzun dalgalı radyasyonun önemli bir bölümü de atmosfer tarafından tekrar
emilmektedir. Atmosferdeki gazların kısa dalgalı güneş ışınlarına karşı çok geçirgen, yeryüzünden
55
İnsanlık, var oluşundan itibaren çevresini dolayısıyla da doğal kaynakları, kendi
gereksinimleri doğrultusunda kullanmıştır. Bu süreçle birlikte insanoğlu çevreyi etkilemiş ve çevreden
de etkilenmiştir. İnsan-doğa ilişkilerine ve çevresel sorunlara bu açıdan bakıldığında, ortaya çıkan tüm
ekolojik sorunların en büyük kaynağının, bitmek bilmeyen insan ihtiyaçlarının karşılanması için
doğanın bilinçsizce kullanılması olduğu ortaya çıkmaktadır. Nitekim insan, bu ihtiyaçlarının
karşılanması sürecinde, gerek duyduğu hammaddelerin sağlanması, mal ve hizmetlerin üretimi-
tüketimi ve daha sonra doğaya atık olarak aktarılması aşamalarının her birinde doğaya önemli ve geri
dönülemez zararlar vermektedir. Bu zararlar içerisinde büyük önem taşıyan konulardan birisi küresel
iklim değişikliğidir. İnsan kaynaklı sera gazlarının yol açtığı en büyük global sorun olarak karşımıza
çıkan iklim değişikliğinde, sera gazları emisyonlarının azaltımı oldukça büyük önem taşımaktadır. Bu
konuda ciddi önlemlerin alınması ilk kez 1992 Rio Konferansı’nda (UNFCCC) gündeme getirilmiştir.
Daha sonra 1997 yılında Japonya’nın Kyoto şehrinde bir araya gelen Birleşmiş Milletler ülkeleri, bu
konuda daha somut adımların atılabilmesi için bazı girişimlerde bulunmuşlardır.
Küresel ısınma süreci, iklimlerde değişikliklere neden olmaktadır. İklimlerin değişmesi ise
sağlık, tarım, enerji, turizm gibi çok çeşitli sektörleri etkilemekte ve olumsuz sonuçlar doğurmaktadır.
İklimdeki öngörülmeyen olaylar ve küresel ısınmanın etkileri uzun dönemde turizm stratejilerinin ve
planlarının gerçekleştirilmesini zorlaştırmaktadır. Dolayısıyla geleceğe yönelik turizm sorunlarına
karşı savunmasız kalınmaktadır. Dünyadaki bütün turistik bölge yönetimleri, uzun vadede pazarlama
stratejileri hazırlamaya çalışmaktadırlar. Fakat iklim değişikliklerine hazırlıklı iyi planların
yapılamaması gelecek dönem için beklenmeyen durumların ortaya çıkmasına sebep olabilecektir. Bu
çalışmada da küresel iklim değişikliklerinin sebep olduğu olumsuzluklar ön plana çıkarılarak kış
turizmi hareketlerine etkileri olup olmadığı belirlenmeye çalışılmış ve yapılan tespitlere göre
önerilerde bulunulmuştur.
I. LİTERATÜR TARAMASI
İklim değişikliği kavramı, iklim koşulları üzerinde küresel ve yerel izleri bulunan, nispeten
uzun süreli ve yavaş bir şekilde gelişen değişiklikler şeklinde ifade edilebilir. Küresel ısınmaya bağlı
olarak ortaya çıkan iklim değişikliği de, atmosfer içinde doğal olarak bulunan ve sera gazları olarak
adlandırılan bazı gazların konsantrasyonlarının değişmesi, buna bağlı olarak da yerkürenin aşırı olarak
ısınmaya başlaması ve birtakım ekolojik dengesizliklerin ortaya çıkmasını ifade etmektedir (Karakaya
ve Özçağ, 2003:2).
Küresel ısınmada en büyük payı sera etkisi almaktadır. Güneşten gelen dalgalı radyasyonun
bir kısmı doğrudan atmosfer tarafından uzaya verilirken, bir kısmı da yeryüzü tarafından emilmekte,
ısınan yeryüzünden salınan uzun dalgalı radyasyonun önemli bir bölümü de atmosfer tarafından tekrar
emilmektedir. Atmosferdeki gazların kısa dalgalı güneş ışınlarına karşı çok geçirgen, yeryüzünden
55