Page 705 - Stk 2015 Bildiriler E-Kitap
P. 705
Ģılayan kalkınma" olarak ifade edilmekte ve yaygın Ģekilde kullanılmaktadır (Torrent 2008 s,884;
Aydın ve Çevirgen 2006 s,145; Tosun 2001 s.290; Tosun 1998 s.596; ).
Turizm doğal ve sosyo-kültürel kaynaklara bağlı olduğu genel kabul görmüĢ bir kavramdır.
Sürdürülebilir kalkınma kavramı ekonomik geliĢmeyi çevresel değerlerin korunması ve sürdürülmesi
prensibine dayandırması nedeniyle turizmden ayrı düĢünmek mümkün değildir. Sürdürülebilir turizm
ile ilgili yapılan çalıĢmalar incelendiğinde (Torrent 2008; McNamara ve Gibson 2008; Tosun 2008,
GüneĢ 2008; Tokmak 2008; AkĢit 2007; Saarinen 2006; Demir ve Çevirgen 2006; Northcote ve
Macbeth 2006; Kernel 2005; Gössling vd., 2002; Tosun, 2001; Tosun 1998; Hunter 1997) ortak
paydası, var olan turizm değerlerinin (doğal, tarihi, sosyo-kültürel, ekonomik) korunarak kullanılması
ve gelecek nesillere mümkün olan en az kayıpla aktarılması Ģeklinde ifade edilmektedir. Turizmin
sürdürülebilir bir geliĢme içerisinde olabilmesi için etkilerinin çevresel, sosyo-kültürel ve ekonomik
olmak üzere üç boyuttan ele alınması gerekmektedir (Torrent 2008s, 884; Tosun 2008; Tokmak 2008
s;26; AkĢit 2007 s,444;) Bu çalıĢmada çevresel etki boyutu üzerinde durulmaktadır.
Sürdürülebilir turizm geliĢiminin çevresel boyutu; turizme açılan varıĢ noktalarında doğal çevre
üzerinde ortaya çıkan olumlu ve olumsuz etkilerin tespitine yönelik yapılan çalıĢmaları ifade
etmektedir. Konu ile ilgili yapılan araĢtırmalarda, öncelikle turizmin çevresel etkileri üzerine
yoğunlaĢılmaktadır. Çünkü turizme açılan birçok turizm merkezinin gözle görülebilir çevresel sorunları
ortaya çıkarması, bu konuda dikkatlerin çevre üzerine yönelmesine sebep olmaktadır.
Özellikle kırsal kesimde ve hassas eko sistemlerde ortaya çıkan çevre sorunları daha fazla
dikkat çekmekte ve etkilerinin daha yok edici olduğu söylenebilir. Bu nedenle bu araĢtırmada Kazıkbeli
Yaylasında ortaya çıkan olumsuz çevresel etkiler ortaya konulmaktadır.
B. Yayla Turizmi
Yayla; Türk Dil Kurumunun güncel sözlüğünde; “Akarsularla derin bir biçimde yarılmıĢ,
parçalanmıĢ, üzerinde düzlüklerin belirgin olarak bulunduğu, deniz yüzeyinden yüksek yeryüzü
parçası” ve “Dağlık, yüksek bölgelerde, kıĢın hayat Ģartları güç olduğu için boĢ bırakılan, yazın havası
iyi ve serin olan, hayvan otlatma veya dinlenme yeri” olarak iki Ģekilde açıklanmaktadır.
Yayla turizmi ile ilgili çalıĢmalar 1990 yılında Turizm Bakanlığı tarafından baĢlatılan yayla
turizm merkezi projesinden sonra hızlı geliĢim göstermiĢtir. Bu tarihten sonra yaylalar rekreasyonel
kullanımına bağlı olarak turizm hareketliliğinin odağı haline geldiği görülmektedir. Bu durum yayla
turizmi ile ilgili bilimsel çalıĢmaların yapılmasına neden olmuĢtur. Yapılan çalıĢmalar incelendiğinde
ortaya çıkan bu rekreasyonel hareketlilik yayla turizmi olarak tanımlanmaktadır.
Yayla turizmi ile ilgili yapılan akademik çalıĢmaların çoğunluğu 1992 yılında gerçekleĢtirilen
“Doğu Karadeniz Bölgesi Turizmi Konferans-Workshop”unda sunulan tebliğlerdir. Bu tebliğler
incelendiğinde yapılan çalıĢmalarda yayla turizmi ile ilgili teori tartıĢılmaktadır. Teorik tartıĢmalar
geçmiĢ turizm uygulamaları ile yayla turizminin kıyaslaması ve 1990 sonrasında merkezi hükümetin
baĢlattığı “Yayla Turizm Projesi” üzerinde yoğunlaĢtığı görülmektedir.
“1990 sonrasında “Yayla Turizm Projesi” ile 26 yayla turizm merkezi olarak ilan edilmiĢtir. Bu
691
Aydın ve Çevirgen 2006 s,145; Tosun 2001 s.290; Tosun 1998 s.596; ).
Turizm doğal ve sosyo-kültürel kaynaklara bağlı olduğu genel kabul görmüĢ bir kavramdır.
Sürdürülebilir kalkınma kavramı ekonomik geliĢmeyi çevresel değerlerin korunması ve sürdürülmesi
prensibine dayandırması nedeniyle turizmden ayrı düĢünmek mümkün değildir. Sürdürülebilir turizm
ile ilgili yapılan çalıĢmalar incelendiğinde (Torrent 2008; McNamara ve Gibson 2008; Tosun 2008,
GüneĢ 2008; Tokmak 2008; AkĢit 2007; Saarinen 2006; Demir ve Çevirgen 2006; Northcote ve
Macbeth 2006; Kernel 2005; Gössling vd., 2002; Tosun, 2001; Tosun 1998; Hunter 1997) ortak
paydası, var olan turizm değerlerinin (doğal, tarihi, sosyo-kültürel, ekonomik) korunarak kullanılması
ve gelecek nesillere mümkün olan en az kayıpla aktarılması Ģeklinde ifade edilmektedir. Turizmin
sürdürülebilir bir geliĢme içerisinde olabilmesi için etkilerinin çevresel, sosyo-kültürel ve ekonomik
olmak üzere üç boyuttan ele alınması gerekmektedir (Torrent 2008s, 884; Tosun 2008; Tokmak 2008
s;26; AkĢit 2007 s,444;) Bu çalıĢmada çevresel etki boyutu üzerinde durulmaktadır.
Sürdürülebilir turizm geliĢiminin çevresel boyutu; turizme açılan varıĢ noktalarında doğal çevre
üzerinde ortaya çıkan olumlu ve olumsuz etkilerin tespitine yönelik yapılan çalıĢmaları ifade
etmektedir. Konu ile ilgili yapılan araĢtırmalarda, öncelikle turizmin çevresel etkileri üzerine
yoğunlaĢılmaktadır. Çünkü turizme açılan birçok turizm merkezinin gözle görülebilir çevresel sorunları
ortaya çıkarması, bu konuda dikkatlerin çevre üzerine yönelmesine sebep olmaktadır.
Özellikle kırsal kesimde ve hassas eko sistemlerde ortaya çıkan çevre sorunları daha fazla
dikkat çekmekte ve etkilerinin daha yok edici olduğu söylenebilir. Bu nedenle bu araĢtırmada Kazıkbeli
Yaylasında ortaya çıkan olumsuz çevresel etkiler ortaya konulmaktadır.
B. Yayla Turizmi
Yayla; Türk Dil Kurumunun güncel sözlüğünde; “Akarsularla derin bir biçimde yarılmıĢ,
parçalanmıĢ, üzerinde düzlüklerin belirgin olarak bulunduğu, deniz yüzeyinden yüksek yeryüzü
parçası” ve “Dağlık, yüksek bölgelerde, kıĢın hayat Ģartları güç olduğu için boĢ bırakılan, yazın havası
iyi ve serin olan, hayvan otlatma veya dinlenme yeri” olarak iki Ģekilde açıklanmaktadır.
Yayla turizmi ile ilgili çalıĢmalar 1990 yılında Turizm Bakanlığı tarafından baĢlatılan yayla
turizm merkezi projesinden sonra hızlı geliĢim göstermiĢtir. Bu tarihten sonra yaylalar rekreasyonel
kullanımına bağlı olarak turizm hareketliliğinin odağı haline geldiği görülmektedir. Bu durum yayla
turizmi ile ilgili bilimsel çalıĢmaların yapılmasına neden olmuĢtur. Yapılan çalıĢmalar incelendiğinde
ortaya çıkan bu rekreasyonel hareketlilik yayla turizmi olarak tanımlanmaktadır.
Yayla turizmi ile ilgili yapılan akademik çalıĢmaların çoğunluğu 1992 yılında gerçekleĢtirilen
“Doğu Karadeniz Bölgesi Turizmi Konferans-Workshop”unda sunulan tebliğlerdir. Bu tebliğler
incelendiğinde yapılan çalıĢmalarda yayla turizmi ile ilgili teori tartıĢılmaktadır. Teorik tartıĢmalar
geçmiĢ turizm uygulamaları ile yayla turizminin kıyaslaması ve 1990 sonrasında merkezi hükümetin
baĢlattığı “Yayla Turizm Projesi” üzerinde yoğunlaĢtığı görülmektedir.
“1990 sonrasında “Yayla Turizm Projesi” ile 26 yayla turizm merkezi olarak ilan edilmiĢtir. Bu
691