Page 292 - Stk 2015 Bildiriler E-Kitap
P. 292
RİŞ
Turizm türlerindeki çeĢitlilik, katılımcıların ilgilerinin giderek zenginleĢmesi ile artmaktadır.

Turizm ile ilgili yapılan akademik çalıĢmalarda seyahat amacı, seyahat ve konaklama Ģekli, seyahat
gurubu gibi çeĢitli sınıflandırmalar yapılmaktadır. Özellikle seyahat amacındaki çeĢitlilik bu
zenginlikte oldukça etkili olmaktadır. Bunlardan birisi olarak ortaya çıkan Jeoturizm uzun yıllardır var
olmakla beraber, diğer turizm çeĢitleri altında adı konmadan yapılmaktadır. Jeoturizm, yeryüzünün
öyküsünü merak edenlerin turizmi olarak tanımlanabilir. Jeoturizme konu olan jeosit (özgün jeolojik
oluĢumlar ile karakterize edilen alan), yer kabuğunun evrimi ile ilgili önemli bir olayın süreç-sonuç
iliĢkileri kapsamında açıklanılmasına katkı sağlayan, aydınlatan kayaç, fosil, yer Ģekli, mineral
topluluğu, yapı, doku gibi jeolojik özelliklerinin bütününü ifade eder (Kazancı, 2010:12).

Jeoturizm kavramı ilk olarak Hose tarafından 1995 yılında Ġngiltere‟de ortaya atılmıĢtır. Doğa
turizmi içinde kabul edebileceğimiz jeoturizm olgusu, özellikle son yıllarda dünya genelinde yaygın
bir ilgi görmeye baĢlamıĢtır (Dowling, 2011). Ancak çok seçkin bir kitlenin ilgisini çekmektedir.
Jeoturizmin kaynağını oluĢturan coğrafik karekterler (Wartiti ve diğ., 2007: 2) arasında stratigrafik,
paleoortamlar, minerolojik, göktaĢları, tektonik levha iliĢkileri ve su altı jeositleri yer almaktadır.
Jeoturizme katılanlar, nadir görülebilen bu oluĢumlar aracılığı ile dünyanın ve o coğrafyanın oluĢumu
hakkında teknik bilgiye sahip olurlar. Bu jeositler sayesinde Dünya‟nın jeolojik oluĢumu gözler önüne
serilmektedir. Jeoturizmin kaynağını jeoparklar oluĢturmaktadır.

Bu bağlamda son 100 milyon yılda Anadolu‟yu etkileyen jeolojik olaylar, örneğin insan ayak
izleri barındıran Kula volkanizması, Kapadokya Peri Bacaları, Pamukkale travertenleri jeoturların
içinde yer almaktadır. Yakın zamanda Narman ve Tuzluca havzalarındaki peri bacalarına benzer
renkli aĢındırma Ģekillerinin, Meke gölü maarının, Nemrut volkanı kalderasının ve farklı
özelliklerdeki lav akınıları ve tünelleri ile karakterize edilen Tendürek volkanının da bu turlar arasına
girmesi muhtemeldir.

Jeoturizmin sürdürülebilir bir turizm çeĢidi olarak ortaya çıkmasını destekleyici unsurların
neler olduğuna bakılması için sürdürülebilir turizmin irdelenmesi gerekmektedir. Bilindiği üzere,
sürdürülebilir turizmde turizm etkinliklerinin gerçekleĢtirildiği destinasyondaki ekosistemin zarar
görmemesi, turizm etkinliklerinin doğaya duyarlı uzun vadeli olarak gerçekleĢtirilebilmesi esastır
(Erdoğan, 2003: 99; Korkmaz ve BaĢkankan, 2011). Turizmin doğal kaynaklara zarar vermemesi
öncelikli olup (Kuvan, 2000) planlama boyutunda yerel halkın katılımı da gözetilerek küçük ölçekte
turizm etkinlikleri planlanır (Kuter ve Ünal, 2009). Bu açıdan bakıldığında, zaten doğal süreçte
oluĢmuĢ olan jeositler doğallıklarını korudukları sürece jeoturizme hizmet verebilecektir. Bu nedenle
jeoturizm sürdürülebilir bir turizm çeĢidi olarak kabul edilebilir. Ancak turizm etkinliklerinin
sürdürülebilir kategorisinde olabilmesi için sadece ekolojik veya çevresel ortam koĢullarına duyarlılık
değil, aynı zamanda turist akıĢı ve topluma fayda kriterlerini de sağlamak gerekmektedir (UNEP,
2003).

278
   287   288   289   290   291   292   293   294   295   296   297