Page 317 - Stk 2015 Bildiriler E-Kitap
P. 317
şitliliğin ve yaşamı sürdüren sistemlerin idame ettirildiği ve aynı zamanda tüm kaynakların ziyaret
edilen bölgedeki insanların ve turistlerin ekonomik, sosyal ve estetik ihtiyaçlarını doyuracak şekilde
ve gelecek nesillerin de aynı ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri biçimde yönetildiği bir kalkınma şeklidir
“(UNWTO, 2014).
Sürdürülebilir turizm anlayışında, bilginin, üretim yöntemlerinin, medeniyetin ve kültürün
yanında, doğal kaynakların da nesilden nesile aktarıldığı görülmektedir. Böylece sonraki nesillere olan
“yaşam kalitesinin uygarlık yoluyla yükseltilmesi” sorumluluğu sürdürülebilir turizmde
vurgulanmaktadır (Yıldız, 2009: 60).
B. Cittaslow (Yavaş Şehir)
Dünyadaki kaynakların devamlılığını sağlamak adına hem bugünün hem de gelecekte
yaşayacak insanları ve onların yaşam kalitelerini merkez alan pek çok farklı sürdürülebilir kent
yaklaşımı ortaya konulmuştur. Bu yaklaşımlardan biri de “yavaş şehir (cittaslow)” hareketidir.
Yavaş şehir hareketi özellikle nüfusu az olan bölgelerde “alternatif kentsel gelişim modeli”
olarak tanımlanmaktadır. Bu gelişimi, yenilenebilir enerji kaynakları, su ve hava kalitesi, biyolojik
çeşitlilik, yaşam kalitesinin gelişimi ve ekonomi, ekoloji ve kaynakları kapsayıcı uygulamaları ile
sağlamaktadır. Bu da sürdürülebilir kentleşme politikaları ile uyum göstermektedir (Keskin, 2012: 94).
Cittaslow, küreselleşme sonucu tahrip edilen şehirlerin dokusunu, sakinlerini ve standartlaşan
yaşam tarzını ve yerel özellikleri ortadan kaldırmasını önlemek amacıyla Slow Food hareketinden
ortaya çıkmış bir kentler birliğidir. Slow Food hareketi Cittaslow düşüncesinin bir ön aşamasıdır.
İtalya, Roma’da gastronomi gazetecisi Carlo Petrini tarafından bir fast food zincirinin İspanyol
Merdivenlerine fast food restoranı açma planına tepki olarak 1986 yılında kurulmuş olup
küreselleşmeye karşı bir harekettir. Slow Food sürdürülebilir tarım ve balıkçılık, sağlıklı yapılan
hayvancılığı desteklemekte, çevre kirliği ve genetiği değiştirilmiş gıdalara karşı gelmekte ve eski el
sanatlarını teşvik etmektedir (Ergüven, 2011: 202).
Cittaslow hareketi 1999 yılında Greve in Chianti’nin eski belediye başkanı Paolo Saturnini
tarafından ortaya konmuştur. Paolo Saturnini yaşam kalitesini yükseltmek amacıyla kentlerin
kendilerini değerlendirmelerini ve farklı bir kalkınma modeli ortaya koymaları fikrini ulusal boyuta
taşımıştır. Günümüzde 28 ülkede 182 üyeye yayılan Cittaslow hareketinin amacı Slow Food
felsefesini kentsel boyuta taşımaktır (Cittaslow Turkey b, 2015).
Cittaslow hareketi, insanların birbirleriyle iletişim kurabilecekleri, sosyalleşebilecekleri,
kendine yeten, sürdürülebilir, el sanatlarına, doğasına, gelenek ve göreneklerine sahip çıkan ama aynı
zamanda alt yapı sorunları olmayan, yenilenebilir enerji kaynakları kullanan, teknolojinin
kolaylıklarından yararlanan kentlerin gerçekçi bir alternatif olacağı hedefiyle yola çıkmıştır (Cittaslow
Turkey b, 2015).
303
edilen bölgedeki insanların ve turistlerin ekonomik, sosyal ve estetik ihtiyaçlarını doyuracak şekilde
ve gelecek nesillerin de aynı ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri biçimde yönetildiği bir kalkınma şeklidir
“(UNWTO, 2014).
Sürdürülebilir turizm anlayışında, bilginin, üretim yöntemlerinin, medeniyetin ve kültürün
yanında, doğal kaynakların da nesilden nesile aktarıldığı görülmektedir. Böylece sonraki nesillere olan
“yaşam kalitesinin uygarlık yoluyla yükseltilmesi” sorumluluğu sürdürülebilir turizmde
vurgulanmaktadır (Yıldız, 2009: 60).
B. Cittaslow (Yavaş Şehir)
Dünyadaki kaynakların devamlılığını sağlamak adına hem bugünün hem de gelecekte
yaşayacak insanları ve onların yaşam kalitelerini merkez alan pek çok farklı sürdürülebilir kent
yaklaşımı ortaya konulmuştur. Bu yaklaşımlardan biri de “yavaş şehir (cittaslow)” hareketidir.
Yavaş şehir hareketi özellikle nüfusu az olan bölgelerde “alternatif kentsel gelişim modeli”
olarak tanımlanmaktadır. Bu gelişimi, yenilenebilir enerji kaynakları, su ve hava kalitesi, biyolojik
çeşitlilik, yaşam kalitesinin gelişimi ve ekonomi, ekoloji ve kaynakları kapsayıcı uygulamaları ile
sağlamaktadır. Bu da sürdürülebilir kentleşme politikaları ile uyum göstermektedir (Keskin, 2012: 94).
Cittaslow, küreselleşme sonucu tahrip edilen şehirlerin dokusunu, sakinlerini ve standartlaşan
yaşam tarzını ve yerel özellikleri ortadan kaldırmasını önlemek amacıyla Slow Food hareketinden
ortaya çıkmış bir kentler birliğidir. Slow Food hareketi Cittaslow düşüncesinin bir ön aşamasıdır.
İtalya, Roma’da gastronomi gazetecisi Carlo Petrini tarafından bir fast food zincirinin İspanyol
Merdivenlerine fast food restoranı açma planına tepki olarak 1986 yılında kurulmuş olup
küreselleşmeye karşı bir harekettir. Slow Food sürdürülebilir tarım ve balıkçılık, sağlıklı yapılan
hayvancılığı desteklemekte, çevre kirliği ve genetiği değiştirilmiş gıdalara karşı gelmekte ve eski el
sanatlarını teşvik etmektedir (Ergüven, 2011: 202).
Cittaslow hareketi 1999 yılında Greve in Chianti’nin eski belediye başkanı Paolo Saturnini
tarafından ortaya konmuştur. Paolo Saturnini yaşam kalitesini yükseltmek amacıyla kentlerin
kendilerini değerlendirmelerini ve farklı bir kalkınma modeli ortaya koymaları fikrini ulusal boyuta
taşımıştır. Günümüzde 28 ülkede 182 üyeye yayılan Cittaslow hareketinin amacı Slow Food
felsefesini kentsel boyuta taşımaktır (Cittaslow Turkey b, 2015).
Cittaslow hareketi, insanların birbirleriyle iletişim kurabilecekleri, sosyalleşebilecekleri,
kendine yeten, sürdürülebilir, el sanatlarına, doğasına, gelenek ve göreneklerine sahip çıkan ama aynı
zamanda alt yapı sorunları olmayan, yenilenebilir enerji kaynakları kullanan, teknolojinin
kolaylıklarından yararlanan kentlerin gerçekçi bir alternatif olacağı hedefiyle yola çıkmıştır (Cittaslow
Turkey b, 2015).
303