Page 336 - Stk 2015 Bildiriler E-Kitap
P. 336
Çalışmanın bulgularına bakarak; sürdürülebilir turizm ilkeleri ve sakin şehirler kriterleri
birbirleriyle paralel niteliktedir. Sakin şehir kriterleri sürdürülebilirliğin tüm unsurlarını içerdiği gibi
genişletilmiş kriterlere de yer vermektedir. Sakin şehir modelinin aynı zamanda ekonomik bir yerel
kalkınma modeli olduğu olgusu üzerinden de hareketle, modelin başta sürdürülebilir olması baş
koşuldur. Zaman içerisinde bir yerel kalkınma modeli olarak kendini gösteriyor olması turizm
alanında sürdürülebilirliğin desteklediği başlıların incelikle işlenmesini gerektirmektedir. Taşıma
kapasitesi ve çevre koruma baş sırada yer almaktadır. Bu bağlamda, sürdürülebilirlik ve sakin şehir
modelinin özelliklerine bakılırsa, çevre ve sosyal politikaların ortak nitelikte yer aldıkları
görülmektedir. Her iki unsur da fiziksel ve sosyal çevrenin bilinçle kullanılması üzerine kurulmuştur.
2012 yılında gerçekleşen “Rio+20 Konferansı”nda ortaya konan “The Future We Want-
İstediğimiz Gelecek” isimli raporda “Çevreyi, doğal kaynakları ve ekosistemi oluşturan canlıları
koruyan, biyolojik ve kültürel çeşitliliğe saygılı ve aynı zamanda da turizm faaliyetlerini
gerçekleştirirken yerel halka ekonomik kazanç sağlayan ve refahını arttıran sürdürülebilir turizmin”
önemi vurgulanmıştır (United Nations, 2012).
Sakin şehirlerin fiziki koşullarının korunması, bu alanların sürdürülebilir gelişimlerinin
sağlanması için bir esastır. Sakin şehirlerin daha çok bilinir olması ve bu alanlarda kontrolsüz bir
gelişmenin yaşanması halinde sürdürülebilirlik ve sakin şehir olma kriterleri arasında zıt düşünceler
oluştuğu görülmektedir. Sakin şehirler ağına dahil olan destinasyonlarda, kısa vadede yalnızca
ekonomik kalkınma önceliği içinde plansız bir gelişimin yaşanması; taşıma kapasitesinin aşılması
sorunu doğurabilmektedir. Sakin şehir bilincinin arttırılması bu anlamada büyük önem arz etmektedir.
Bilinç düzeyini arttırmak uygulayan ve tüketenlerce kaynakların doğru kullanımını sağlayacak,
önerilen yerel kalkınma modellerinin sürdürülebilir olmasıyla da modellerin fayda sağlaması mümkün
olacaktır. Sakin şehir ağının yayılırken, doğru bilinmesi önemlidir. Bu nedenle; bilinçlenme
çalışmaları arttırılabilir, yerel halkın farkındalığı arttırılabilir.
Sakin şehirler her ne kadar turizm destinasyonları olarak tasarlanmasalar da bu ağa dahil olan
şehirler turizm açısından cazibe unsurları içermekte ve bu nedenle çekim noktası olmaktadırlar. Süreç
içinde iyi yönetilemeyen turizm faaliyetleri sakin şehirlerde büyük zararlar oluşturabilmektedir. Bu
anlamda bu destinasyonlarda “sektör, ziyaretçiler, çevre ve turist kabul eden toplum arasındaki
karmaşık ilişkiler tarafından yaratılan gerilim ve sürtüşmeleri, azaltmayı amaçlayan, pozitif niyetli bir
yaklaşım” (Garrod ve Fyall, 1998) olan sürdürülebilir turizm anlayışının benimsenmesi büyük önem
kazanmaktadır.
322
birbirleriyle paralel niteliktedir. Sakin şehir kriterleri sürdürülebilirliğin tüm unsurlarını içerdiği gibi
genişletilmiş kriterlere de yer vermektedir. Sakin şehir modelinin aynı zamanda ekonomik bir yerel
kalkınma modeli olduğu olgusu üzerinden de hareketle, modelin başta sürdürülebilir olması baş
koşuldur. Zaman içerisinde bir yerel kalkınma modeli olarak kendini gösteriyor olması turizm
alanında sürdürülebilirliğin desteklediği başlıların incelikle işlenmesini gerektirmektedir. Taşıma
kapasitesi ve çevre koruma baş sırada yer almaktadır. Bu bağlamda, sürdürülebilirlik ve sakin şehir
modelinin özelliklerine bakılırsa, çevre ve sosyal politikaların ortak nitelikte yer aldıkları
görülmektedir. Her iki unsur da fiziksel ve sosyal çevrenin bilinçle kullanılması üzerine kurulmuştur.
2012 yılında gerçekleşen “Rio+20 Konferansı”nda ortaya konan “The Future We Want-
İstediğimiz Gelecek” isimli raporda “Çevreyi, doğal kaynakları ve ekosistemi oluşturan canlıları
koruyan, biyolojik ve kültürel çeşitliliğe saygılı ve aynı zamanda da turizm faaliyetlerini
gerçekleştirirken yerel halka ekonomik kazanç sağlayan ve refahını arttıran sürdürülebilir turizmin”
önemi vurgulanmıştır (United Nations, 2012).
Sakin şehirlerin fiziki koşullarının korunması, bu alanların sürdürülebilir gelişimlerinin
sağlanması için bir esastır. Sakin şehirlerin daha çok bilinir olması ve bu alanlarda kontrolsüz bir
gelişmenin yaşanması halinde sürdürülebilirlik ve sakin şehir olma kriterleri arasında zıt düşünceler
oluştuğu görülmektedir. Sakin şehirler ağına dahil olan destinasyonlarda, kısa vadede yalnızca
ekonomik kalkınma önceliği içinde plansız bir gelişimin yaşanması; taşıma kapasitesinin aşılması
sorunu doğurabilmektedir. Sakin şehir bilincinin arttırılması bu anlamada büyük önem arz etmektedir.
Bilinç düzeyini arttırmak uygulayan ve tüketenlerce kaynakların doğru kullanımını sağlayacak,
önerilen yerel kalkınma modellerinin sürdürülebilir olmasıyla da modellerin fayda sağlaması mümkün
olacaktır. Sakin şehir ağının yayılırken, doğru bilinmesi önemlidir. Bu nedenle; bilinçlenme
çalışmaları arttırılabilir, yerel halkın farkındalığı arttırılabilir.
Sakin şehirler her ne kadar turizm destinasyonları olarak tasarlanmasalar da bu ağa dahil olan
şehirler turizm açısından cazibe unsurları içermekte ve bu nedenle çekim noktası olmaktadırlar. Süreç
içinde iyi yönetilemeyen turizm faaliyetleri sakin şehirlerde büyük zararlar oluşturabilmektedir. Bu
anlamda bu destinasyonlarda “sektör, ziyaretçiler, çevre ve turist kabul eden toplum arasındaki
karmaşık ilişkiler tarafından yaratılan gerilim ve sürtüşmeleri, azaltmayı amaçlayan, pozitif niyetli bir
yaklaşım” (Garrod ve Fyall, 1998) olan sürdürülebilir turizm anlayışının benimsenmesi büyük önem
kazanmaktadır.
322