Page 403 - Stk 2015 Bildiriler E-Kitap
P. 403
RİŞ
İklimin ekosistem üzerindeki etkileri dünyanın var oluşundan beri devam etmektedir. Geçmiş
dönemlerde de dünyamızda büyük oranda iklim değişimleri meydana gelmiştir (Öztürk, 2002:51;
http://web.boun.edu.tr/meteoroloji/iklimdegisimi.php, 2015). Dünya ikliminde meydana gelen bu
değişimlerin bazı canlıların kısmen veya tamamen yok olduğu, bazı canlıların ise evrimine neden
olduğu hususu tartışılmaya devam etmektedir. Ancak dünyada ilk zamanlarda meydana gelen iklimsel
değişimlerde insan etkisi yok denecek kadar azdır. Özellikle sanayii devrimi ile birlikte insanın çevre
üzerindeki kirletici ve ekosistemi tahrip edici etkisinin her geçen gün artarak devam etmesi iklim
değişimlerinin hızlanmasına neden olduğu görüşü çok geniş kitleler tarafından kabul edilmektedir
(Öztürk, 2002:51; http://news.nationalgeographic.com/
news/2004/12/1206_041206_global_warming.html, 2004; IPCC, 2007:3). Özellikle 20. Yüzyılın
ikinci yarısından sonra başlayan iklim konusundaki araştırmalar yüzyılın sonunda daha da hızlanmış
ve iklim değişiminin çok ciddi sorunlara yol açabileceği hususu bir yandan araştırmacılar, diğer
yandan sivil toplum örgütleri ve bazı ülke temsilcileri tarafından daha sık ve daha yüksek sesle ifade
edilmeye başlanmıştır (Arıkan, 2006; Ulusoy ve Vural, 2001:11;
http://www.un.org/climatechange/, 2015). Yapılan araştırmalar göstermektedir ki atmosfere
salınan gazların miktarı her geçen gün artmaktadır. Sera gazı olarak da adlandırılan bu gazların
miktarlarındaki artış küresel iklim değişiminin en önemli nedenleri arasında gösterilmektedir. Küresel
iklimde meydana gelecek değişimlerin neden olabileceği sorunlar farklı iklim modellemeleri ile ve
değişik senaryolara göre en kötüden en iyiye doğru araştırılmakta ve bu senaryolar sonucu
oluşabilecek değişimler tartışılmaktadır. Küresel ısınmanın başta buzullar, su kaynaklarının miktarı,
suyun hidrolojik döngüsü, akarsuların hidrografi, aşırı sıcaklık artışı, kuraklık, kısa süreli şiddetli
sağanak yağışların artması, sel-heyelan başta olmak üzere diğer iklim temelli doğal afetleri artacağı ve
bunun da biyosferdeki yaşamı olumsuz etkileyeceği görüşü pek çok araştırmacı tarafından kabul
edilmektedir (Vigran, 2008:1; http://www.nrdc.org/globalwarming/qthinice.asp#3, 2015;
http://www.climate.org/topics/sea-level/, 2015; http://www.climate.org/topics/extreme-
weather/index.html#ii, 2015).
Turizm ve rekreasyonel faaliyetlerin çeşidi üzerinde iklimin çok büyük etkisi vardır. Zira
turizm için önemli olan doğal kaynakların zenginliği ve çeşitliliği iklim ile çok yakın ilişki içindedir.
Doğal kaynakların (ormanların, meraların, alpin çayırlarının, peyzaj açısından önem arzeden alanların,
farklı tip jeolojik oluşumların, akarsuların, vb) tüm bileşenlerinin ziyaretçi üzerinde bıraktığı güzel
duygularda iklimin payı oldukça fazladır. İlkim değerlerindeki ideal değerler ve bu değerlerin yıl
içindeki dağılımı ne kadar homojen ise doğal kaynaklardan turizm amaçlı yararlanabilme şansı o
derece fazla olmaktadır. Bu da turizm ekonomisinin güçlü bir istihdam yaratması anlamına
gelmektedir ki bu husus ekonomik açıdan arzu edilen bir durumdur.
389
İklimin ekosistem üzerindeki etkileri dünyanın var oluşundan beri devam etmektedir. Geçmiş
dönemlerde de dünyamızda büyük oranda iklim değişimleri meydana gelmiştir (Öztürk, 2002:51;
http://web.boun.edu.tr/meteoroloji/iklimdegisimi.php, 2015). Dünya ikliminde meydana gelen bu
değişimlerin bazı canlıların kısmen veya tamamen yok olduğu, bazı canlıların ise evrimine neden
olduğu hususu tartışılmaya devam etmektedir. Ancak dünyada ilk zamanlarda meydana gelen iklimsel
değişimlerde insan etkisi yok denecek kadar azdır. Özellikle sanayii devrimi ile birlikte insanın çevre
üzerindeki kirletici ve ekosistemi tahrip edici etkisinin her geçen gün artarak devam etmesi iklim
değişimlerinin hızlanmasına neden olduğu görüşü çok geniş kitleler tarafından kabul edilmektedir
(Öztürk, 2002:51; http://news.nationalgeographic.com/
news/2004/12/1206_041206_global_warming.html, 2004; IPCC, 2007:3). Özellikle 20. Yüzyılın
ikinci yarısından sonra başlayan iklim konusundaki araştırmalar yüzyılın sonunda daha da hızlanmış
ve iklim değişiminin çok ciddi sorunlara yol açabileceği hususu bir yandan araştırmacılar, diğer
yandan sivil toplum örgütleri ve bazı ülke temsilcileri tarafından daha sık ve daha yüksek sesle ifade
edilmeye başlanmıştır (Arıkan, 2006; Ulusoy ve Vural, 2001:11;
http://www.un.org/climatechange/, 2015). Yapılan araştırmalar göstermektedir ki atmosfere
salınan gazların miktarı her geçen gün artmaktadır. Sera gazı olarak da adlandırılan bu gazların
miktarlarındaki artış küresel iklim değişiminin en önemli nedenleri arasında gösterilmektedir. Küresel
iklimde meydana gelecek değişimlerin neden olabileceği sorunlar farklı iklim modellemeleri ile ve
değişik senaryolara göre en kötüden en iyiye doğru araştırılmakta ve bu senaryolar sonucu
oluşabilecek değişimler tartışılmaktadır. Küresel ısınmanın başta buzullar, su kaynaklarının miktarı,
suyun hidrolojik döngüsü, akarsuların hidrografi, aşırı sıcaklık artışı, kuraklık, kısa süreli şiddetli
sağanak yağışların artması, sel-heyelan başta olmak üzere diğer iklim temelli doğal afetleri artacağı ve
bunun da biyosferdeki yaşamı olumsuz etkileyeceği görüşü pek çok araştırmacı tarafından kabul
edilmektedir (Vigran, 2008:1; http://www.nrdc.org/globalwarming/qthinice.asp#3, 2015;
http://www.climate.org/topics/sea-level/, 2015; http://www.climate.org/topics/extreme-
weather/index.html#ii, 2015).
Turizm ve rekreasyonel faaliyetlerin çeşidi üzerinde iklimin çok büyük etkisi vardır. Zira
turizm için önemli olan doğal kaynakların zenginliği ve çeşitliliği iklim ile çok yakın ilişki içindedir.
Doğal kaynakların (ormanların, meraların, alpin çayırlarının, peyzaj açısından önem arzeden alanların,
farklı tip jeolojik oluşumların, akarsuların, vb) tüm bileşenlerinin ziyaretçi üzerinde bıraktığı güzel
duygularda iklimin payı oldukça fazladır. İlkim değerlerindeki ideal değerler ve bu değerlerin yıl
içindeki dağılımı ne kadar homojen ise doğal kaynaklardan turizm amaçlı yararlanabilme şansı o
derece fazla olmaktadır. Bu da turizm ekonomisinin güçlü bir istihdam yaratması anlamına
gelmektedir ki bu husus ekonomik açıdan arzu edilen bir durumdur.
389