Page 491 - Stk 2015 Bildiriler E-Kitap
P. 491
RĠġ
Yirmi birinci yüzyılda sektörel yapısı ve ekonomik önemi değerlendirildiğinde en hızlı

geliĢme gösteren alanlardan olan turizm endüstrisi, birçok ülke ekonomisinin ana gelir kaynaklarından
birini oluĢturmaktadır. Bu durum, turizm endüstrisinin sosyal, kültürel ve fiziksel çevre ile
etkileĢiminin ülkeler ve iĢletmelerce göz ardı edilmesine sebep olmuĢ, turizmin gelir getirici, istihdamı
arttırıcı ve bölgelerarası geliĢmiĢlik farklılıklarını giderici, ödemeler dengesi üzerindeki etkisi gibi
olumlu ekonomik etkileri (Bahar ve Kozak, 2012: 155; Usta, 2009:89; Ünlüönen vd.,2009: 142)
turizm sektöründe ekonomik boyutlara daha fazla önem verilmesini beraberinde getirmiĢtir. Ancak
diğer taraftan, turizm faaliyetleri ve bu faaliyetlerin gerçekleĢmesini sağlayan büyük veya küçük
ölçekli iĢletmeler, turistik ürün ve hizmet üretimleri aĢamalarında küresel iklim sistemi yapısına ve
atmosfer kalitesine olumsuz etkiler bırakırken diğer taraftan meydana gelen bu iklimsel değiĢimlerden,
kendileri de olumsuz Ģekilde etkilenmektedir. Bir destinasyonda faaliyet gösteren turizm iĢletmelerinin
yarattığı çevresel baskılar, genel olarak fabrikalar ve sanayi kuruluĢlarında olduğu gibi (hava kirliliği,
zehirli gazların salınımı, yeraltı sularının kirlenmesi vb.) kısa zamanda ortaya çıkmamaktadır. Ancak
çevresel sorumluluğu önemsenmeyen ve sürdürülebilirlik anlayıĢından uzak bir otel yönetimi, orta ve
uzun vadede sahip olduğu kaynakları verimli kullanamazken, diğer taraftan çevre üzerinde büyük
tahribatlar oluĢmasına sebep olabilmektedir. Son yıllarda konaklama iĢletmelerinin yönetim
felsefesinde ortaya çıkan yeĢil anlayıĢ ve bu doğrultuda iĢletmelerin yeĢil otel konseptinde ürün ve
hizmet sunması, tüketicilerin konaklama iĢletmeleri tercihlerinde etkin rol oynamaya baĢlamıĢtır.
Diğer taraftan uzun vadede maliyetleri düĢürerek kârlılık sağlama amacındaki yöneticiler ve iklim
değiĢikliklerinin etkilerini azaltarak, turizm sektörü kaynaklı çevresel tahribatları mümkün olan en alt
seviyeye indirmek isteyen ulusal ve uluslararası kamu ve sivil toplum kuruluĢları da konaklama
iĢletmelerinde yeĢil dönüĢümü önemsemektedir. Bu noktalardan hareket ile gerçekleĢtirilen çalıĢmanın
amacı; yeĢil bina sertifikalarının en itibarlı olanlarından ve uluslararası alanda tanınan LEED
Sertifikasını Gold düzeyine, ülkemizde ilk alan iĢletme olan Ġstanbul Golden Horn Hilton Garden Inn
Hotel‟in sertifika değerlendirme kriterlerini ne ölçüde yerine getirdiğini vurgulayarak, bu süreçte diğer
konaklama iĢletmeleri açısından bir örnek oluĢturmaktır. Ayrıca çalıĢmada konaklama iĢletmelerinde
yeĢil uygulamaların önemi vurgulanmıĢtır. Bu çerçevede yapılan çalıĢmada, bir konaklama
iĢletmesinin kuruluĢ yeri temininden baĢlayarak yeĢil anlayıĢ kapsamında gerçekleĢtirdiği çalıĢmalar
edebileceği uluslararası LEED sertifikası, kriterleri, sertifikayı elde etmek için hangi aĢamaların yerine
getirilmesi gerekliliği incelenmiĢtir. ÇalıĢmanın birinci bölümünde konaklama iĢletmelerinde yeĢil
uygulamaların önemine değinilmiĢ, ikinci bölümünde yeĢil bina sertifikaları ve LEED sertifikası
özellikleri anlatılmıĢ, üçüncü bölümde ise Amerika dıĢında ilk kez bu sertifikayı elde eden, Ġstanbul
Golden Horn Hilton Garden Inn Hotel iĢletmesinin sertifika sürecinde gerçekleĢtirdiği aĢamalar ve
uygulamalara yer verilerek, son bölümde çalıĢma kapsamındaki sonuçlara ve önerilere yer verilmiĢtir.

477
   486   487   488   489   490   491   492   493   494   495   496