Page 757 - Stk 2015 Bildiriler E-Kitap
P. 757
merkezlerinin tespitinde ve dolaylı olarak turizm işletmelerinin kuruluş yerleri seçiminde doğal,
tarihi, arkeolojik ve sosyo-kültürel turizm değerler göz önünde bulundurulmaktadır ve bu değerlerin
sürdürülebilirliğinin amaçlandığı görülmektedir.
Turizm Teşvik Kanunu’n, ‘Doğal turizm kaynaklarının korunması ve kullanılması’ başlıklı 6.
maddesinde ; ‘Kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgelerinde ve turizm merkezlerinde Devletin
hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerde, bölgenin doğal ve kültürel özelliklerini bozmamak kaydıyla….
kamuya yararlı diğer yapı ve tesisler yapılabilir ve işletilebilir.’ ve ‘Deniz, göl ve akarsular ile kıyıları,
özelliklerini bozucu ve yıpratıcı şekilde kullanılamaz.’ ifadeleri yer almaktadır (TTK, 1982). Bu
maddede belirtildiği üzere, turizm işletmelerinin kuruluş yeri seçimleri, bölgenin doğal, kültürel
özelliklerini ve doğal yapısını bozmayacak şekilde sınırlandırılmıştır.
İlgili kanunun ‘Taşınmaz malların turizm amaçlı kullanımı’ başlıklı 8.maddesinde; hazine
mülkiyetinde yeterli alanın bulunmadığı durumlarda, 6831 sayılı Orman Kanununa göre orman sayılan
yerlerden yer alabilmek ve turizm işletmesi kurabilmek için, ‘…tahsis edilecek orman sayılan yerler il
genelindeki toplam orman sayılan yerlerin binde 5’ini geçemez.’ ve ‘Yapılaşmaya esas inşaat hak kı,
emsal (E) 0.30’u geçemez’ ifadeleri yer almaktadır. Ayrıca aynı maddede, ‘Turizm yatırımı için tahsis
edilen orman alanının üç katı kadar alanın ağaçlandırma bedeli ve ağaçlandırılan bu alanın üç yıllık
bakım bedeli, yatırımcı tarafından Orman Genel Müdürlüğü hesabına, doğrudan belirtilen
ağaçlandırma ve bakım işlerinde kullanılmak şartıyla gelir olarak kaydedilir.’ ifadesine yer verilmiştir
(TTK, 1982). Turizm Teşvik Kanunu’n bu maddesi ile ormanlarda turizm işletmelerinin
kurulabileceği alanlar ve bu alanlarda yapılacak inşaat hakları daraltılmıştır. Ayrıca ormanlardan alan
tahsis edilen yatırımcılara bir takım maddi yükümlülükler yüklenmiştir. İlgili ifadeler, doğal kaynak ve
alanların korunmasını ve sürdürülebilirliğini -yatırım için tahsis edilen orman alanının üç katı kadar
alanın ağaçlandırma bedelini ödeterek- sağlarken, turizm işletmelerinin kuruluş yeri seçimlerini de
sınırlandırmaktadır.
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yayımlanan ‘Turizm İşletmesi Belgeli Konaklama
Tesislerine Çevreye Duyarlı Konaklama Tesisi Belgesi Verilmesine Dair Tebliğ’in (23/09/2008 Tarih
ve 27005 Sayılı R.G.) amacı: ‘Sürdürülebilir turizm kapsamında, çevrenin korunması, çevre bilincinin
geliştirilmesi, turistik tesislerin çevreye olan olumlu katkılarının teşvik edilmesi ve özendirilmesi
amacıyla, çevreye duyarlı konaklama tesislerinin sınıflandırılmasına ve belgelendirilmesine ilişkin
usul ve esasları düzenlemektir.’. İlgili tebliğin amacına yönelik hazırlanan ‘Çevreye Duyarlı
Konaklama Tesisleri İçin Sınıflandırma Formu’nda; ‘Yatırım ve inşaat aşamasında aranılan nitelikler,
konaklama işletmesinin inşaat aşamasından itibaren çevreye duyarlı olarak tasarlanmasını,
planlanmasını ve işletmeye açılmasını sağlamayı amaçlamaktadır.’ ifadesi yer almaktadır (23/09/2008
Tarih ve 27005 Sayılı R.G.,Ek-1). Bu ifade doğrultusunda yatırımcı tarafından yapılması gereken
etkinlikler; yapılaşmaya esas inşaat hakkının sınırlandırılması, tesisin doğa ile uyumlu olması, tesisin
741
tarihi, arkeolojik ve sosyo-kültürel turizm değerler göz önünde bulundurulmaktadır ve bu değerlerin
sürdürülebilirliğinin amaçlandığı görülmektedir.
Turizm Teşvik Kanunu’n, ‘Doğal turizm kaynaklarının korunması ve kullanılması’ başlıklı 6.
maddesinde ; ‘Kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgelerinde ve turizm merkezlerinde Devletin
hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerde, bölgenin doğal ve kültürel özelliklerini bozmamak kaydıyla….
kamuya yararlı diğer yapı ve tesisler yapılabilir ve işletilebilir.’ ve ‘Deniz, göl ve akarsular ile kıyıları,
özelliklerini bozucu ve yıpratıcı şekilde kullanılamaz.’ ifadeleri yer almaktadır (TTK, 1982). Bu
maddede belirtildiği üzere, turizm işletmelerinin kuruluş yeri seçimleri, bölgenin doğal, kültürel
özelliklerini ve doğal yapısını bozmayacak şekilde sınırlandırılmıştır.
İlgili kanunun ‘Taşınmaz malların turizm amaçlı kullanımı’ başlıklı 8.maddesinde; hazine
mülkiyetinde yeterli alanın bulunmadığı durumlarda, 6831 sayılı Orman Kanununa göre orman sayılan
yerlerden yer alabilmek ve turizm işletmesi kurabilmek için, ‘…tahsis edilecek orman sayılan yerler il
genelindeki toplam orman sayılan yerlerin binde 5’ini geçemez.’ ve ‘Yapılaşmaya esas inşaat hak kı,
emsal (E) 0.30’u geçemez’ ifadeleri yer almaktadır. Ayrıca aynı maddede, ‘Turizm yatırımı için tahsis
edilen orman alanının üç katı kadar alanın ağaçlandırma bedeli ve ağaçlandırılan bu alanın üç yıllık
bakım bedeli, yatırımcı tarafından Orman Genel Müdürlüğü hesabına, doğrudan belirtilen
ağaçlandırma ve bakım işlerinde kullanılmak şartıyla gelir olarak kaydedilir.’ ifadesine yer verilmiştir
(TTK, 1982). Turizm Teşvik Kanunu’n bu maddesi ile ormanlarda turizm işletmelerinin
kurulabileceği alanlar ve bu alanlarda yapılacak inşaat hakları daraltılmıştır. Ayrıca ormanlardan alan
tahsis edilen yatırımcılara bir takım maddi yükümlülükler yüklenmiştir. İlgili ifadeler, doğal kaynak ve
alanların korunmasını ve sürdürülebilirliğini -yatırım için tahsis edilen orman alanının üç katı kadar
alanın ağaçlandırma bedelini ödeterek- sağlarken, turizm işletmelerinin kuruluş yeri seçimlerini de
sınırlandırmaktadır.
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yayımlanan ‘Turizm İşletmesi Belgeli Konaklama
Tesislerine Çevreye Duyarlı Konaklama Tesisi Belgesi Verilmesine Dair Tebliğ’in (23/09/2008 Tarih
ve 27005 Sayılı R.G.) amacı: ‘Sürdürülebilir turizm kapsamında, çevrenin korunması, çevre bilincinin
geliştirilmesi, turistik tesislerin çevreye olan olumlu katkılarının teşvik edilmesi ve özendirilmesi
amacıyla, çevreye duyarlı konaklama tesislerinin sınıflandırılmasına ve belgelendirilmesine ilişkin
usul ve esasları düzenlemektir.’. İlgili tebliğin amacına yönelik hazırlanan ‘Çevreye Duyarlı
Konaklama Tesisleri İçin Sınıflandırma Formu’nda; ‘Yatırım ve inşaat aşamasında aranılan nitelikler,
konaklama işletmesinin inşaat aşamasından itibaren çevreye duyarlı olarak tasarlanmasını,
planlanmasını ve işletmeye açılmasını sağlamayı amaçlamaktadır.’ ifadesi yer almaktadır (23/09/2008
Tarih ve 27005 Sayılı R.G.,Ek-1). Bu ifade doğrultusunda yatırımcı tarafından yapılması gereken
etkinlikler; yapılaşmaya esas inşaat hakkının sınırlandırılması, tesisin doğa ile uyumlu olması, tesisin
741