Page 151 - Stk 2015 Bildiriler E-Kitap
P. 151
RİŞ
Küresel ekonomide önemi gittikçe artan turizm sektörünün doğal kaynaklar üzerindeki etkisi
uluslar arası boyutunun bir başka yönüdür. Turizmin küreselleşmesi, birbirine zıt iki sonuç
yaratmaktadır; birincisi turizmin ekonomik, sosyal ve kültürel yararlarının uluslar arası boyutlara
ulaşması, ikincisi de bu sektöre bağlı sorunların küresel yayılımıdır (Emekli vd., 2006: 3). Bu yönüyle
uluslar arası turizm hareketleri ve çevre ilişkisi değerlendirilirken doğa olaylarında meydana gelen
değişimin turizme etkisi ve uluslar arası turizm hareketlerinin doğal, kültürel ve sosyal kaynaklar
üzerindeki etkisi gündeme gelmektedir.
3S (güneş, kum, deniz) unsurlarına dayanarak gelişen turizm hareketlerinin etkilerine,
özellikle küresel ısınma gibi çevresel sorunların görünür olmaya başlamasıyla, dünya eko-sisteminin
ne kadar dayanabileceği konusundaki endişeler artmıştır. Turizmin olumsuz etkilerine karşı ilk tepki,
ziyaretçi yönetim teknikleri yoluyla kamu sektörü tarafından kısa dönemde bazı iyileştirme
çalışmalarıdır (Berno ve Bricker, 2001:2). XX.yüzyılın ikinci yarısında kitle turizminin gelişimine
paralel olarak tüm dünyada çevre hareketlerinin artması ve kitlesel turistlerin ziyaret ettikleri yerlerde
yarattıkları tahribat ile sürdürülebilirlik kavramı gündeme gelmeye başlamıştır (Özkök ve Gümüş,
2009:53).
1980’lerin sonları ve 1990’ların başında, akademisyen ve uygulayıcılar tarafından sürdürülebilir
kalkınmanın turizm sektörüne etkisi tartışılmaya başlanmıştır (Berno ve Bricker, 2001:3).Ülkelerin
kalkınma politikalarında önemli bir yeri olan turizm sektörü, sürdürülebilirlik konusunun en fazla
tartışıldığı sektörlerden birisi olmuştur. Turizm ile doğal ve kültürel çevre arasında sıkı bağların
bulunması, çevrenin turist için başlıca çekim unsuru olması, çevresel etmenlerin turizmi etkilemesi
(Can, 2008: 6) ve bunun yanında turizm de hizmet sektöründe yer alan diğer sektörler gibi tüketime
dayalı olması, sürdürülebilirlik kavramını ön plana çıkarmaktadır.
Dünya Turizm Örgütü’nün sürdürülebilir turizm tanımına göre sürdürülebilir turizm; kültürel
bütünlüğü, ana hatlarıyla ekolojik süreçleri, biyolojik çeşitliliği ve yaşam destek sistemlerini
sürdürürken ekonomik, sosyal ve estetik ihtiyaçların karşılanması yoluyla yönetilmesidir (McKercher,
2003: 4).
Sürdürülebilirlik kavramı turizm sektöründe iki farklı olgu şeklinde karşımıza çıkmaktadır.
Birincisi sürdürülebilir turizm, diğeri ise turizmde sürdürülebilirlik. Diğer bir ifadeyle, birincisinde
sürdürülebilir turizme ekonomik açıdan yaklaşılırken, diğerinde ise daha geniş anlamda turizmi
sürdürülebilir kalkınma politikalarının bir parçası olarak kabul edilmektedir (Sharpley, 2000, Aktaran:
Berno ve Bricker, 2001:3). Aslında çoğu zaman bu iki kavram birbiriyle aynı anlamda
kullanılmaktadır. Ancak, UNEP ve WTO’nun 2005 yılında yayınladıkları “Turizmi Daha
Sürdürülebilir Kılmak: Politika Yapıcılar İçin Bir Rehber” Raporu’nda sürdürülebilir turizmin ayrı bir
137
Küresel ekonomide önemi gittikçe artan turizm sektörünün doğal kaynaklar üzerindeki etkisi
uluslar arası boyutunun bir başka yönüdür. Turizmin küreselleşmesi, birbirine zıt iki sonuç
yaratmaktadır; birincisi turizmin ekonomik, sosyal ve kültürel yararlarının uluslar arası boyutlara
ulaşması, ikincisi de bu sektöre bağlı sorunların küresel yayılımıdır (Emekli vd., 2006: 3). Bu yönüyle
uluslar arası turizm hareketleri ve çevre ilişkisi değerlendirilirken doğa olaylarında meydana gelen
değişimin turizme etkisi ve uluslar arası turizm hareketlerinin doğal, kültürel ve sosyal kaynaklar
üzerindeki etkisi gündeme gelmektedir.
3S (güneş, kum, deniz) unsurlarına dayanarak gelişen turizm hareketlerinin etkilerine,
özellikle küresel ısınma gibi çevresel sorunların görünür olmaya başlamasıyla, dünya eko-sisteminin
ne kadar dayanabileceği konusundaki endişeler artmıştır. Turizmin olumsuz etkilerine karşı ilk tepki,
ziyaretçi yönetim teknikleri yoluyla kamu sektörü tarafından kısa dönemde bazı iyileştirme
çalışmalarıdır (Berno ve Bricker, 2001:2). XX.yüzyılın ikinci yarısında kitle turizminin gelişimine
paralel olarak tüm dünyada çevre hareketlerinin artması ve kitlesel turistlerin ziyaret ettikleri yerlerde
yarattıkları tahribat ile sürdürülebilirlik kavramı gündeme gelmeye başlamıştır (Özkök ve Gümüş,
2009:53).
1980’lerin sonları ve 1990’ların başında, akademisyen ve uygulayıcılar tarafından sürdürülebilir
kalkınmanın turizm sektörüne etkisi tartışılmaya başlanmıştır (Berno ve Bricker, 2001:3).Ülkelerin
kalkınma politikalarında önemli bir yeri olan turizm sektörü, sürdürülebilirlik konusunun en fazla
tartışıldığı sektörlerden birisi olmuştur. Turizm ile doğal ve kültürel çevre arasında sıkı bağların
bulunması, çevrenin turist için başlıca çekim unsuru olması, çevresel etmenlerin turizmi etkilemesi
(Can, 2008: 6) ve bunun yanında turizm de hizmet sektöründe yer alan diğer sektörler gibi tüketime
dayalı olması, sürdürülebilirlik kavramını ön plana çıkarmaktadır.
Dünya Turizm Örgütü’nün sürdürülebilir turizm tanımına göre sürdürülebilir turizm; kültürel
bütünlüğü, ana hatlarıyla ekolojik süreçleri, biyolojik çeşitliliği ve yaşam destek sistemlerini
sürdürürken ekonomik, sosyal ve estetik ihtiyaçların karşılanması yoluyla yönetilmesidir (McKercher,
2003: 4).
Sürdürülebilirlik kavramı turizm sektöründe iki farklı olgu şeklinde karşımıza çıkmaktadır.
Birincisi sürdürülebilir turizm, diğeri ise turizmde sürdürülebilirlik. Diğer bir ifadeyle, birincisinde
sürdürülebilir turizme ekonomik açıdan yaklaşılırken, diğerinde ise daha geniş anlamda turizmi
sürdürülebilir kalkınma politikalarının bir parçası olarak kabul edilmektedir (Sharpley, 2000, Aktaran:
Berno ve Bricker, 2001:3). Aslında çoğu zaman bu iki kavram birbiriyle aynı anlamda
kullanılmaktadır. Ancak, UNEP ve WTO’nun 2005 yılında yayınladıkları “Turizmi Daha
Sürdürülebilir Kılmak: Politika Yapıcılar İçin Bir Rehber” Raporu’nda sürdürülebilir turizmin ayrı bir
137