Page 27 - Stk 2015 Bildiriler E-Kitap
P. 27
Doğal kaynaklar, insan eli değmeden varlık gösteren yapılardır. Dağlar, ovalar, jeolojik
yapılar doğal varlıklar kapsamında değerlendirilen zenginliklerdir. Ülkelerin sahip oldukları
zenginlikler, yerli ve yabancı turistlerin o ülkenin çekim merkezlerine olan taleplerini arttırmaktadır.
Bu özelliği ile doğal kaynaklar, kişileri seyahat etmeye yönlendiren itici bir güç iken aynı zamanda da
turizm endüstrisi için hammadde olarak kabul edilmektedir (Usta, 2009:61).
Ekoturizm kavramı sürdürülebilir turizm ile ilişkili olarak ortaya çıkmış ve son yıllarda sıkça
duyulan ve bilinen bir kavram halini almıştır. Sürdürülebilir kalkınmanın da bir türü olarak karşılaşılan
ekoturizm, TIES tarafından, “Doğal bölgelere yapılan, doğal ortamı ve kaynakları koruyan, yöre
insanın ekonomik refahını artırıcı güvenilir bir turizm türü” olarak tarif edilmektedir (TIES, 2015).
Sürdürülebilir turizm içerisinde ekolojik sürdürülebilirlik önem taşımaktadır çünkü ekolojik
sürdürülebilirlik aynı zamanda çevrenin korunması, doğal kaynakların güçlendirilmesi ve ekonomik
gelişme ile ekolojik gelişmenin uyum halinde sürdürülmesi anlamını taşımaktadır. Bu tanım genel
olarak ekonomideki kıt kaynakların etkin kullanılması anlamını da içermektedir. (Çubuk, akt:
Selimoğlu, 2004:5). Sürdürülebilirlik, ekoturizmin temelinde yer almaktadır. Ekoturizmde amaç,
kaynakların korunarak kullanılması ve yeni kaynakların kullanıma açılmasından ziyade, önceliğin
kullanılmış kaynakların tekrar kullanılmasına verilmesi ve yeni kaynak kullanımının asgari düzeyde
tutulması olarak belirtilmektedir (Bakırcı, 2002:243). Yapılan açıklamalardan anlaşılacağı üzere
ekoturizm, doğayı esas alan ve temel amacı çevreye duyarlı turizm faaliyetlerinde bulunarak turizm
kaynaklarının gelecek nesillere aktarımını sağlayabilen sürdürülebilir turizm şeklidir.
Ekoturizm, yayla turizmi, dağ turizmi, mağara turizmi, tarım ve çiftlik turizmi, doğa yürüyüşü,
kuş gözlemciliği, yaban hayatı gözlemciliği, botanik turizmi, bisiklet turizmi, akarsu turizmi, av
turizmi, kamp karavan turizmi gibi turizm çeşitlerini içermekte ve kitle turizmine alternatif olarak
yerini almaktadır.
III. SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZM VE EKOTURİZM SERTİFİKALARI
Sertifikasyon, Demir ve Çevirgen tarafından “Özel gereksinimlerle uyumlu olarak bir ürün,
süreç, hizmet ya da yönetim sistemi için üçüncü şahıslar tarafından yazılı olarak bir garanti verilmesi
ile ilgili işlemler bütünüdür” şeklinde tanımlanmaktadır (Demir ve Çevirgen, 2006:186). Sertifikasyon
programlarının gerek sürdürülebilir turizm için gerekse ekoturizm için önemli yere sahip olan
uygulamalar olduğu kabul edilmektedir.
Günümüzde uluslararası, ulusal ya da bölgesel olmak üzere birçok sertifika programı
bulunmaktadır. Var olan sertifika programlarında göze çarpan bazı temel unsurlar yer almaktadır. Bu
unsurlar; gönüllü katılım, arma, yasalarla uyumlu olması veya onları geliştirmesi, değerlendirme ve
kontrol, üyelik ve katılım ücretleri olarak sıralanabilmektedir (Demir ve Çevirgen, 2006:188-189).
Sürdürülebilir turizm ile ilgili çok sayıda uluslararası girişimler, sözleşmeler, sertifikasyon ve
akreditasyon programları geliştirilmiştir. Geliştirilen sertifikasyon programlarından, Mavi Bayrak
(Blue Flag), Yeşil Küre 21 (Green Globe), Avustralya Eko Sertifikasyon Programı (Eco Certification
13
yapılar doğal varlıklar kapsamında değerlendirilen zenginliklerdir. Ülkelerin sahip oldukları
zenginlikler, yerli ve yabancı turistlerin o ülkenin çekim merkezlerine olan taleplerini arttırmaktadır.
Bu özelliği ile doğal kaynaklar, kişileri seyahat etmeye yönlendiren itici bir güç iken aynı zamanda da
turizm endüstrisi için hammadde olarak kabul edilmektedir (Usta, 2009:61).
Ekoturizm kavramı sürdürülebilir turizm ile ilişkili olarak ortaya çıkmış ve son yıllarda sıkça
duyulan ve bilinen bir kavram halini almıştır. Sürdürülebilir kalkınmanın da bir türü olarak karşılaşılan
ekoturizm, TIES tarafından, “Doğal bölgelere yapılan, doğal ortamı ve kaynakları koruyan, yöre
insanın ekonomik refahını artırıcı güvenilir bir turizm türü” olarak tarif edilmektedir (TIES, 2015).
Sürdürülebilir turizm içerisinde ekolojik sürdürülebilirlik önem taşımaktadır çünkü ekolojik
sürdürülebilirlik aynı zamanda çevrenin korunması, doğal kaynakların güçlendirilmesi ve ekonomik
gelişme ile ekolojik gelişmenin uyum halinde sürdürülmesi anlamını taşımaktadır. Bu tanım genel
olarak ekonomideki kıt kaynakların etkin kullanılması anlamını da içermektedir. (Çubuk, akt:
Selimoğlu, 2004:5). Sürdürülebilirlik, ekoturizmin temelinde yer almaktadır. Ekoturizmde amaç,
kaynakların korunarak kullanılması ve yeni kaynakların kullanıma açılmasından ziyade, önceliğin
kullanılmış kaynakların tekrar kullanılmasına verilmesi ve yeni kaynak kullanımının asgari düzeyde
tutulması olarak belirtilmektedir (Bakırcı, 2002:243). Yapılan açıklamalardan anlaşılacağı üzere
ekoturizm, doğayı esas alan ve temel amacı çevreye duyarlı turizm faaliyetlerinde bulunarak turizm
kaynaklarının gelecek nesillere aktarımını sağlayabilen sürdürülebilir turizm şeklidir.
Ekoturizm, yayla turizmi, dağ turizmi, mağara turizmi, tarım ve çiftlik turizmi, doğa yürüyüşü,
kuş gözlemciliği, yaban hayatı gözlemciliği, botanik turizmi, bisiklet turizmi, akarsu turizmi, av
turizmi, kamp karavan turizmi gibi turizm çeşitlerini içermekte ve kitle turizmine alternatif olarak
yerini almaktadır.
III. SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZM VE EKOTURİZM SERTİFİKALARI
Sertifikasyon, Demir ve Çevirgen tarafından “Özel gereksinimlerle uyumlu olarak bir ürün,
süreç, hizmet ya da yönetim sistemi için üçüncü şahıslar tarafından yazılı olarak bir garanti verilmesi
ile ilgili işlemler bütünüdür” şeklinde tanımlanmaktadır (Demir ve Çevirgen, 2006:186). Sertifikasyon
programlarının gerek sürdürülebilir turizm için gerekse ekoturizm için önemli yere sahip olan
uygulamalar olduğu kabul edilmektedir.
Günümüzde uluslararası, ulusal ya da bölgesel olmak üzere birçok sertifika programı
bulunmaktadır. Var olan sertifika programlarında göze çarpan bazı temel unsurlar yer almaktadır. Bu
unsurlar; gönüllü katılım, arma, yasalarla uyumlu olması veya onları geliştirmesi, değerlendirme ve
kontrol, üyelik ve katılım ücretleri olarak sıralanabilmektedir (Demir ve Çevirgen, 2006:188-189).
Sürdürülebilir turizm ile ilgili çok sayıda uluslararası girişimler, sözleşmeler, sertifikasyon ve
akreditasyon programları geliştirilmiştir. Geliştirilen sertifikasyon programlarından, Mavi Bayrak
(Blue Flag), Yeşil Küre 21 (Green Globe), Avustralya Eko Sertifikasyon Programı (Eco Certification
13