Page 546 - Stk 2015 Bildiriler E-Kitap
P. 546
unması turizm faaliyetinin de sürdürülebilirliğini sağlamaktadır (Tuba ve Karahan, 2010: 28).
Literatürde yer alan turizm çeĢitlerinden; doğa turizmi, yaban hayatı turizmi, macera turizmi, kırsal
turizm ve çiftlik turizmi eko-turizmle iç içe geçmiĢ kavramlardır. Eko-turizm “bazen yalnızca
doğaya dayanan turizm türünü ifade ederken bazen de; çevreyi bozmayan, çevre kaynaklarına zarar
vermeyen hatta kullanılan doğal kaynakların sürekli korunması ve doğru iĢletilmesine katkıda
bulunan turizm türü olarak” tanımlanmaktadır (Akay ve Zengin, 2012: 116).
Bireylerin ve küçük grupların yerel halkın yaĢantısını yerinde yaĢayarak öğrenmesi
amacıyla doğal alanlara seyahat etmeleri eko-turizm turlarıyla gerçekleĢtirilebilir. Bu çeĢit
kontrollü turlar sayesinde çevresel bozulmanın önlenmesi ve de yerel halkın ekonomik kazancının
sağlanması amacı gerçekleĢtirilmiĢ olur (Arslan, 2005: 33). Sürdürülebilir eko-turizmin içerisinde
yer alan ayı gözlemciliğinden bahsedilmeden önce araĢtırmanın sorunsalını oluĢturan ayı-insan
çatıĢması ve bozayılara değinmek faydalı olacaktır.
B. Bozayılar (Ursus Arctos)
Omurgalıların (Vertebras) en yüksek gurubunu kapsayan memeliler (Mamalia) sınıfının
üyeleri, yavrularını göğüs bezlerinden salgıladıkları süt ile besledikleri için bu adı almıĢlardır.
Türkiye, taĢıdığı habitat özellikleri, konumu ve iklim Ģartlarıyla farklı türlerdeki memeli hayvanlara
ev sahipliği yapacak özelliklere sahip bir coğrafya konumundadır (Özkazanç, 2012: 93). Söz
konusu bu coğrafya içerisinde yaĢayan memeli hayvanlar arasında en büyük karasal memeli
unvanını bozayılar (Ursus Arctos) taĢımaktadır (Özkazanç, 2012: 93). Bozayılar isimlerini
kürklerinin renginden alırlar. Renkleri açık kremden siyaha kadar değiĢse bile, genelde kahverengi
tonlarındadır.
Dünya’da ve Türkiye’de bozayı popülasyonu ile ilgili kesin rakamlar olmasa da,
Türkiye’de bu rakamın 3000’in altında olduğu bilinmektedir. Özellikle en geniĢ yayılıma sahip
olunan bölge Karedeniz’dir (Can, 2004). Türkiye’de yaĢayan bozayılar içerisinde 600 kg ağırlığa
kadar çıkan erkek bireylerinin varlığı bilinse de ortalama ağırlıklar 150 – 250 kg arasında
değiĢmektedir. Uzunlukları 180 – 220 cm arasında değiĢir ve ortalama 30 – 40 yıl yaĢarlar.
Bozayılar hepçildir; yani hem et hem de otla beslenebilirler. ÇeĢitli bitkiler, bitki soğanları ve
kökleri, meyveler, mantarlar, böcekler, balıklar, küçük memeliler nadiren de büyük memelileri
yiyebilirler (http://www.bozayi.net, 03.03.2015). Hepçil bir canlı olması her türlü ortama uyum
sağlamasında kolaylık sağlar. Deniz seviyesinden yüksek dağlara kadar birçok farklı habitatta
yaĢayabilirler. Genelde ormanlık ve taĢlık alanlarda, gündüzleri rahatlıkla saklanabileceği insan
etkisinden uzak bölgelerde yaĢamayı tercih ederler (http://www.izmirdogalyasamparki.org,
03.03.2015).
Bozayılar yalnız yaĢayan canlılardır; diĢi ve erkek sadece çiftleĢmek için bir araya gelir,
sonrasında tekrar ayrılırlar. DiĢiler yavrularını, yaklaĢık olarak 2 yıl boyunca, tek baĢlarına
büyütürler. Genelde 1 veya 2 yavru doğururlar. Bozayıların kıĢ uykusuna yattığı genel kabul
532
Literatürde yer alan turizm çeĢitlerinden; doğa turizmi, yaban hayatı turizmi, macera turizmi, kırsal
turizm ve çiftlik turizmi eko-turizmle iç içe geçmiĢ kavramlardır. Eko-turizm “bazen yalnızca
doğaya dayanan turizm türünü ifade ederken bazen de; çevreyi bozmayan, çevre kaynaklarına zarar
vermeyen hatta kullanılan doğal kaynakların sürekli korunması ve doğru iĢletilmesine katkıda
bulunan turizm türü olarak” tanımlanmaktadır (Akay ve Zengin, 2012: 116).
Bireylerin ve küçük grupların yerel halkın yaĢantısını yerinde yaĢayarak öğrenmesi
amacıyla doğal alanlara seyahat etmeleri eko-turizm turlarıyla gerçekleĢtirilebilir. Bu çeĢit
kontrollü turlar sayesinde çevresel bozulmanın önlenmesi ve de yerel halkın ekonomik kazancının
sağlanması amacı gerçekleĢtirilmiĢ olur (Arslan, 2005: 33). Sürdürülebilir eko-turizmin içerisinde
yer alan ayı gözlemciliğinden bahsedilmeden önce araĢtırmanın sorunsalını oluĢturan ayı-insan
çatıĢması ve bozayılara değinmek faydalı olacaktır.
B. Bozayılar (Ursus Arctos)
Omurgalıların (Vertebras) en yüksek gurubunu kapsayan memeliler (Mamalia) sınıfının
üyeleri, yavrularını göğüs bezlerinden salgıladıkları süt ile besledikleri için bu adı almıĢlardır.
Türkiye, taĢıdığı habitat özellikleri, konumu ve iklim Ģartlarıyla farklı türlerdeki memeli hayvanlara
ev sahipliği yapacak özelliklere sahip bir coğrafya konumundadır (Özkazanç, 2012: 93). Söz
konusu bu coğrafya içerisinde yaĢayan memeli hayvanlar arasında en büyük karasal memeli
unvanını bozayılar (Ursus Arctos) taĢımaktadır (Özkazanç, 2012: 93). Bozayılar isimlerini
kürklerinin renginden alırlar. Renkleri açık kremden siyaha kadar değiĢse bile, genelde kahverengi
tonlarındadır.
Dünya’da ve Türkiye’de bozayı popülasyonu ile ilgili kesin rakamlar olmasa da,
Türkiye’de bu rakamın 3000’in altında olduğu bilinmektedir. Özellikle en geniĢ yayılıma sahip
olunan bölge Karedeniz’dir (Can, 2004). Türkiye’de yaĢayan bozayılar içerisinde 600 kg ağırlığa
kadar çıkan erkek bireylerinin varlığı bilinse de ortalama ağırlıklar 150 – 250 kg arasında
değiĢmektedir. Uzunlukları 180 – 220 cm arasında değiĢir ve ortalama 30 – 40 yıl yaĢarlar.
Bozayılar hepçildir; yani hem et hem de otla beslenebilirler. ÇeĢitli bitkiler, bitki soğanları ve
kökleri, meyveler, mantarlar, böcekler, balıklar, küçük memeliler nadiren de büyük memelileri
yiyebilirler (http://www.bozayi.net, 03.03.2015). Hepçil bir canlı olması her türlü ortama uyum
sağlamasında kolaylık sağlar. Deniz seviyesinden yüksek dağlara kadar birçok farklı habitatta
yaĢayabilirler. Genelde ormanlık ve taĢlık alanlarda, gündüzleri rahatlıkla saklanabileceği insan
etkisinden uzak bölgelerde yaĢamayı tercih ederler (http://www.izmirdogalyasamparki.org,
03.03.2015).
Bozayılar yalnız yaĢayan canlılardır; diĢi ve erkek sadece çiftleĢmek için bir araya gelir,
sonrasında tekrar ayrılırlar. DiĢiler yavrularını, yaklaĢık olarak 2 yıl boyunca, tek baĢlarına
büyütürler. Genelde 1 veya 2 yavru doğururlar. Bozayıların kıĢ uykusuna yattığı genel kabul
532