Page 17 - Stk 2015 Bildiriler E-Kitap
P. 17
I. İŞLETMENİN SORUMLULUKLARI
Sorumluluğu, “bir işi üstüne alan ve o işi yapmak zorunda olan bir kişiden beklenen
yükümlülüklerin bütünü” şeklinde tanımlamak mümkündür (Bayrak, 2001; 81). İşletmenin
sorumlulukları, paydaşlarına (işletme faaliyetleriyle ilgili kişi ve gruplar) ve içinde faaliyette
bulunduğu başta doğal çevre olmak üzere dış çevresinedir. Kısaca bunları açıklayacak olursak; (Mirze,
2010;388).
Paydaşlar; işetmenin tüm faaliyetleriyle ilgili ve onlardan etkilenen veya onları etkileyen tüm
kişi ve gruplardır. Hissedarlar, yatırımcılar, çalışanlar, müşteriler, tedarikçiler, tüketiciler, rakipler,
resmi makamlar, işletme dışı uzak ve yakın çevrede bulunan toplumun diğer üyeleri, başlıca
paydaşlardır.
Yukarıda sayılan çıkar gruplarına karşı işletmelerin sorumluluklarının büyük bir kısmı
yasalarla düzenleme altına alınmıştır. Yani işletmelerden neler beklendiği açı ve net olarak ortaya
konmuştur. Ancak bazı gri alanlar da yok değildir, bu noktada işletmelerin yasal düzenlemelerin
dışında olan bazı sorumlulukları da vardır. Sosyal sorumluluk algısı bu noktada kendini
göstermektedir. Bunların başında işletmenin içinde faaliyette bulunduğu doğal çevre gelmektedir.
Doğal çevre ; işletmelerin üretim girdileri arasında doğal kaynaklar önemli bir yer tutmaktadır.
İşletme türüne göre bazı işletmeler için doğal girdiler (kömür, demir, ağaç, petrol vb) vazgeçilmez
niteliktedir. Diğer taraftan ise bir doğal çevre unsuru olan iklim de bazı endüstriler için temel varlık
nedenidir. Örneğin, Türk turizm endüstrisinin Akdeniz ve Ege bölgesinde kümelenme nedenlerinden
biri iklim koşullarının (güneşi kum, deniz) uygun olmasına bağlanmaktadır. Dolayısıyla bu bölgelerde
faaliyet gösteren işletmelerin varlıklarını iklim koşullarının devamlılığına bağlamak yanlış olmaz.
Bazı işletmeler üretimde bulunurken bazı üretim atıklarını çevrelerine gelişigüzel atmakta veya üretim
sürecinde girdi olarak kullanması gereken hammadde, enerji, su vb. gibi girdileri aşırı miktarda
kullanmakla da sorumlu hareket etmemiş olurlar. Dolayısıyla yaptıkları yasal ancak, sosyal açıdan
sorumsuzluk örneği olabilmektedir.
A. Sosyal Sorumluluk
Sosyal sorumluluğu; “işletmelerin ekonomik faaliyetlerinin ilgili tarafların (hissedarlar,
çalışanlar,tüketiciler ve tüm toplum) hiçbirinin menfaatine zarar verilmeden yönetilmesi ya da
işletmelerin kendi amaçlarını gerçekleştirirken, ahlaki değerlere sadık kalması ve kaynaklarını aynı
zamanda içinde bulunduğu toplumu geliştirmede kullanması” olarak tanımlayabiliriz ((Bayrak,
2001;82).
3
Sorumluluğu, “bir işi üstüne alan ve o işi yapmak zorunda olan bir kişiden beklenen
yükümlülüklerin bütünü” şeklinde tanımlamak mümkündür (Bayrak, 2001; 81). İşletmenin
sorumlulukları, paydaşlarına (işletme faaliyetleriyle ilgili kişi ve gruplar) ve içinde faaliyette
bulunduğu başta doğal çevre olmak üzere dış çevresinedir. Kısaca bunları açıklayacak olursak; (Mirze,
2010;388).
Paydaşlar; işetmenin tüm faaliyetleriyle ilgili ve onlardan etkilenen veya onları etkileyen tüm
kişi ve gruplardır. Hissedarlar, yatırımcılar, çalışanlar, müşteriler, tedarikçiler, tüketiciler, rakipler,
resmi makamlar, işletme dışı uzak ve yakın çevrede bulunan toplumun diğer üyeleri, başlıca
paydaşlardır.
Yukarıda sayılan çıkar gruplarına karşı işletmelerin sorumluluklarının büyük bir kısmı
yasalarla düzenleme altına alınmıştır. Yani işletmelerden neler beklendiği açı ve net olarak ortaya
konmuştur. Ancak bazı gri alanlar da yok değildir, bu noktada işletmelerin yasal düzenlemelerin
dışında olan bazı sorumlulukları da vardır. Sosyal sorumluluk algısı bu noktada kendini
göstermektedir. Bunların başında işletmenin içinde faaliyette bulunduğu doğal çevre gelmektedir.
Doğal çevre ; işletmelerin üretim girdileri arasında doğal kaynaklar önemli bir yer tutmaktadır.
İşletme türüne göre bazı işletmeler için doğal girdiler (kömür, demir, ağaç, petrol vb) vazgeçilmez
niteliktedir. Diğer taraftan ise bir doğal çevre unsuru olan iklim de bazı endüstriler için temel varlık
nedenidir. Örneğin, Türk turizm endüstrisinin Akdeniz ve Ege bölgesinde kümelenme nedenlerinden
biri iklim koşullarının (güneşi kum, deniz) uygun olmasına bağlanmaktadır. Dolayısıyla bu bölgelerde
faaliyet gösteren işletmelerin varlıklarını iklim koşullarının devamlılığına bağlamak yanlış olmaz.
Bazı işletmeler üretimde bulunurken bazı üretim atıklarını çevrelerine gelişigüzel atmakta veya üretim
sürecinde girdi olarak kullanması gereken hammadde, enerji, su vb. gibi girdileri aşırı miktarda
kullanmakla da sorumlu hareket etmemiş olurlar. Dolayısıyla yaptıkları yasal ancak, sosyal açıdan
sorumsuzluk örneği olabilmektedir.
A. Sosyal Sorumluluk
Sosyal sorumluluğu; “işletmelerin ekonomik faaliyetlerinin ilgili tarafların (hissedarlar,
çalışanlar,tüketiciler ve tüm toplum) hiçbirinin menfaatine zarar verilmeden yönetilmesi ya da
işletmelerin kendi amaçlarını gerçekleştirirken, ahlaki değerlere sadık kalması ve kaynaklarını aynı
zamanda içinde bulunduğu toplumu geliştirmede kullanması” olarak tanımlayabiliriz ((Bayrak,
2001;82).
3