Page 508 - Stk 2015 Bildiriler E-Kitap
P. 508
RĠġ
Son yıllarda turizme yönelik ve açık alan vb. rekreatif etkinliklerin; tatlı su kaynaklarının aşırı
kullanımı, ormanların yok edilmesi, kıyı ve plajların, kültürel değerlerin zarar görmesi, biyolojik
çeşitliliğin tahrip edilmesi gibi doğal ve kültürel kaynaklar üzerindeki olumsuz etkileri fark edilmeye
başlanmıştır. Bu etkilerin zamanla bu sektörlere olumsuz yönde yansıması beklenmektedir.
Dolayısıyla, bu tür faaliyetlerinin doğal ve kültürel kaynaklar üzerinde uzun dönemdeki olası
sonuçlarının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Doğal ve kültürel kaynakların uzun dönemli kullanımına dayanan sürdürülebilirlik kavramı,
ekolojik dengenin korunması amacıyla ortaya çıkmıştır. Sürdürülebilirlik son yıllarda çok konuşulan
ve gündem oluşturan bir kavram haline gelmiştir. Sürdürülebilirlik, Sezgin ve Kahraman (2008: 431)
tarafından, belirli bir ekosistemin ya da sürekliliği olan herhangi bir sistemin, kesintisiz, bozulmadan,
aşırı kullanımla tüketmeden ve ana kaynaklara aşırı yüklenmeden sürdürülebilmesi olarak ifade
edilmektedir.
Ekoturizm kavramı çevreye yönelik yapılan turistik ve rekrasyonel bir etkinlik olarak
gündeme gelmiştir. Özellikle turizm pazarında, doğaya dayalı turizm olarak tanımlanan ekoturizm, bir
sürdürülebilir kalkınma aracı olarak görülmektedir (Kahraman ve Türkay, 2009: 41). Ekoturizm, geri
dönüşümü olmayan kaynakların kullanımını en düşük düzeyde tutmak, turizm yönetimine yerel ölçekli
katılımı sağlamak, küçük ölçekli turizm işletmeleri ile küçük ziyaretçi gruplarına hizmet etmek,
biyolojik çeşitliliğin korunmasına katkıda bulunmak ve yerel halkın refahını gözeterek yerel halk ve
ziyaretçilerin bilinçlendirilmesini sağlamak gibi ekolojik faaliyetlerle birlikte ele alınmaktadır.
Dolayısıyla, öncelikle turizm faaliyetlerinin ekolojik dengeyi olumsuz yönde etkilememesi
gerekmektedir.
Bu çalışmada, ekoturizme yönelik faaliyette bulunan bireylerin çevreye yönelik göstermiş
oldukları davranışları etki eden faktörlerin belirlenmesi amaçlanmaktadır. Bu doğrultuda Chiu, Lee ve
Chen (2014)’in yapmış olduğu çalışma temel alınarak Ayder yaylasında ekoturizm faaliyetinde
bulunan bireylerin çevreye duyarlı davranışlarını belirlemek amacıyla hipotezler oluşturulmuştur. Bu
kapsamda öncelikle kavramsal çerçeve kısmında çalışma modeli ve içinde yer alan değişkenler
açıklanmakta, ilerleyen kısımlarda oluşturulan hipotezler ve bu hipotezleri test etmeye yönelik
analizler ele alınmaktadır.
1. Kuramsal Çerçeve
Algılanan değer, tüketicilerin bir ürün satın aldığında o ürünle ilgili girdi ve çıktıları
değerlendirmeleri sonucu hissettikleridir (Zeithaml, 1988: 5). Sweeney ve Soutar (2001: 207) yapmış
oldukları çalışmada algılanan değerin ölçülmesinde kalite, duygusallık, fiyat ve sosyal görünüm
olacak şekilde çoklu boyutların kullanıldığını ifade etmektedirler. Sheth, Newman ve Gross (1991:
494
Son yıllarda turizme yönelik ve açık alan vb. rekreatif etkinliklerin; tatlı su kaynaklarının aşırı
kullanımı, ormanların yok edilmesi, kıyı ve plajların, kültürel değerlerin zarar görmesi, biyolojik
çeşitliliğin tahrip edilmesi gibi doğal ve kültürel kaynaklar üzerindeki olumsuz etkileri fark edilmeye
başlanmıştır. Bu etkilerin zamanla bu sektörlere olumsuz yönde yansıması beklenmektedir.
Dolayısıyla, bu tür faaliyetlerinin doğal ve kültürel kaynaklar üzerinde uzun dönemdeki olası
sonuçlarının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Doğal ve kültürel kaynakların uzun dönemli kullanımına dayanan sürdürülebilirlik kavramı,
ekolojik dengenin korunması amacıyla ortaya çıkmıştır. Sürdürülebilirlik son yıllarda çok konuşulan
ve gündem oluşturan bir kavram haline gelmiştir. Sürdürülebilirlik, Sezgin ve Kahraman (2008: 431)
tarafından, belirli bir ekosistemin ya da sürekliliği olan herhangi bir sistemin, kesintisiz, bozulmadan,
aşırı kullanımla tüketmeden ve ana kaynaklara aşırı yüklenmeden sürdürülebilmesi olarak ifade
edilmektedir.
Ekoturizm kavramı çevreye yönelik yapılan turistik ve rekrasyonel bir etkinlik olarak
gündeme gelmiştir. Özellikle turizm pazarında, doğaya dayalı turizm olarak tanımlanan ekoturizm, bir
sürdürülebilir kalkınma aracı olarak görülmektedir (Kahraman ve Türkay, 2009: 41). Ekoturizm, geri
dönüşümü olmayan kaynakların kullanımını en düşük düzeyde tutmak, turizm yönetimine yerel ölçekli
katılımı sağlamak, küçük ölçekli turizm işletmeleri ile küçük ziyaretçi gruplarına hizmet etmek,
biyolojik çeşitliliğin korunmasına katkıda bulunmak ve yerel halkın refahını gözeterek yerel halk ve
ziyaretçilerin bilinçlendirilmesini sağlamak gibi ekolojik faaliyetlerle birlikte ele alınmaktadır.
Dolayısıyla, öncelikle turizm faaliyetlerinin ekolojik dengeyi olumsuz yönde etkilememesi
gerekmektedir.
Bu çalışmada, ekoturizme yönelik faaliyette bulunan bireylerin çevreye yönelik göstermiş
oldukları davranışları etki eden faktörlerin belirlenmesi amaçlanmaktadır. Bu doğrultuda Chiu, Lee ve
Chen (2014)’in yapmış olduğu çalışma temel alınarak Ayder yaylasında ekoturizm faaliyetinde
bulunan bireylerin çevreye duyarlı davranışlarını belirlemek amacıyla hipotezler oluşturulmuştur. Bu
kapsamda öncelikle kavramsal çerçeve kısmında çalışma modeli ve içinde yer alan değişkenler
açıklanmakta, ilerleyen kısımlarda oluşturulan hipotezler ve bu hipotezleri test etmeye yönelik
analizler ele alınmaktadır.
1. Kuramsal Çerçeve
Algılanan değer, tüketicilerin bir ürün satın aldığında o ürünle ilgili girdi ve çıktıları
değerlendirmeleri sonucu hissettikleridir (Zeithaml, 1988: 5). Sweeney ve Soutar (2001: 207) yapmış
oldukları çalışmada algılanan değerin ölçülmesinde kalite, duygusallık, fiyat ve sosyal görünüm
olacak şekilde çoklu boyutların kullanıldığını ifade etmektedirler. Sheth, Newman ve Gross (1991:
494