Page 61 - Stk 2015 Bildiriler E-Kitap
P. 61
RĠġ
Son yirmi yıldır, Avrupa Birliği (AB)’nin sürdürülebilir kalkınma konusunda uyguladığı
politikalar ile dünyada bu alanda liderliği üstlenmiĢ durumdadır. Sürdürülebilir kalkınmanın stratejik
saç ayaklarından birini oluĢturan çevre ise, AB’nin önemli ve güçlü bir rol oynadığı alanı temsil
etmenin yanında, iklim değiĢikliği etkilerinin küresel boyutta azaltılması konusunda yapmıĢ olduğu
çalıĢmalar ile bu alanda etkin bir aktör olduğunu göstermiĢtir. AB’nin çevre ile uyumlu bir kalkınma
stratejisi geliĢtirme eğilimi, yerel ölçekli olduğu düĢünülen çevre sorunları ve zararlarının ülkelerin
sınırlarını aĢıp, küresel bir olgu haline dönüĢtüğü 1980’li yıllara dayanmaktadır. Bu tarihe kadar çevre
ve çevre sorunları konusunda sınırlı bir etkinliği sahip olan AB, özellikle uluslararası kuruluĢların
çevresel açıdan sürdürülebilir nitelikli bir ekonomik kalkınmanın temel ilkelerini belirlemesine paralel
olarak, ekonomik, sosyal ve çevresel sürdürülebilirliğin sağlanmasına yönelik politikalar oluĢturmaya
baĢlamıĢtır.
AB’nin iklim değiĢikliği ile mücadeleye baĢlamasında, 1990’lardan itibaren önem kazanmaya
baĢlayan sürdürülebilir kalkınma ilkelerinin büyük etkisinin olduğu göz önüne alınmaktadır. AB,
2000’li yıllarda uygulamaya koyduğu sürdürülebilir kalkınma stratejisiyle, uluslararası toplumun uzun
yıllardır üzerinde çalıĢtığı bu kavramı, gerek teoride gerekse pratikte yani bir bütün olarak tutarlı bir
Ģekilde iklim değiĢikliği politikalarında uygulamaya çalıĢmaktadır. Diğer yandan, sürdürülebilir
kalkınma kavramın gün geçtikçe birçok politika konusuyla birlikte iliĢkilendirilmeye baĢlanması ve bu
durumun AB politika yapma süreci içerisinde ayrıca karĢılık bulması da çalıĢmayı önemli kılmaktadır.
Diğer yandan, sürdürülebilir kalkınma kavramı ekonomik, sosyal ve çevresel boyutlarıyla geniĢ ve
kapsamlı bir yapıyı oluĢturması, her bir konunun ele alınıp analitik bir çerçevede incelenmesi mümkün
kılamamaktadır. Bundan dolayı, çalıĢmada AB sürdürülebilir kalkınma stratejisinde en fazla
ehemmiyet verdiği konulardan birisi olan iklim değiĢikliği politikaları ele alınıp, bunun üzerinden AB
stratejisi incelenecektir.
Bu bildirinin amacı, AB’nin iklim değiĢliği ile mücadeledeki rolünü sürdürülebilir kalkınma
stratejisi çerçevesinde ele alarak, teorik tartıĢmaların pratikte nasıl ve ne derece karĢılık bulduğunu
tartıĢmaktır. Bu çalıĢmada yöntem olarak, öncelikle konunun temelini oluĢturan sürdürülebilir
kalkınma hakkında kavramsal/teorik bilgiler verilmesi ve daha sonrasında çalıĢmanın özünü meydana
getiren AB Sürdürülebilir Kalkınma Stratejisinin literatür ve uygulamalar çerçevesinde
detaylandırılması seçilmiĢtir.
I. SÜRDÜRÜLEBĠLĠR KALKINMA (SK)
Sürdürülebilir kalkınma kavramı, 1960’lı yıllardan sonra dünyanın farklı bölgelerinde
kademeli olarak ortaya çıkan ve ülkelerin sınırlarını aĢıp, küresel bir boyut kazanan çevre sorunlarının,
uluslararası platformlarda tartıĢılmaya baĢlanması ile günümüzde çok fazla kullanılan kavramlardan
biridir (Baker, 2006: 1-2). SK, özellikle 1970’lerden itibaren sadece ekonomik konular için değil, aynı
47
Son yirmi yıldır, Avrupa Birliği (AB)’nin sürdürülebilir kalkınma konusunda uyguladığı
politikalar ile dünyada bu alanda liderliği üstlenmiĢ durumdadır. Sürdürülebilir kalkınmanın stratejik
saç ayaklarından birini oluĢturan çevre ise, AB’nin önemli ve güçlü bir rol oynadığı alanı temsil
etmenin yanında, iklim değiĢikliği etkilerinin küresel boyutta azaltılması konusunda yapmıĢ olduğu
çalıĢmalar ile bu alanda etkin bir aktör olduğunu göstermiĢtir. AB’nin çevre ile uyumlu bir kalkınma
stratejisi geliĢtirme eğilimi, yerel ölçekli olduğu düĢünülen çevre sorunları ve zararlarının ülkelerin
sınırlarını aĢıp, küresel bir olgu haline dönüĢtüğü 1980’li yıllara dayanmaktadır. Bu tarihe kadar çevre
ve çevre sorunları konusunda sınırlı bir etkinliği sahip olan AB, özellikle uluslararası kuruluĢların
çevresel açıdan sürdürülebilir nitelikli bir ekonomik kalkınmanın temel ilkelerini belirlemesine paralel
olarak, ekonomik, sosyal ve çevresel sürdürülebilirliğin sağlanmasına yönelik politikalar oluĢturmaya
baĢlamıĢtır.
AB’nin iklim değiĢikliği ile mücadeleye baĢlamasında, 1990’lardan itibaren önem kazanmaya
baĢlayan sürdürülebilir kalkınma ilkelerinin büyük etkisinin olduğu göz önüne alınmaktadır. AB,
2000’li yıllarda uygulamaya koyduğu sürdürülebilir kalkınma stratejisiyle, uluslararası toplumun uzun
yıllardır üzerinde çalıĢtığı bu kavramı, gerek teoride gerekse pratikte yani bir bütün olarak tutarlı bir
Ģekilde iklim değiĢikliği politikalarında uygulamaya çalıĢmaktadır. Diğer yandan, sürdürülebilir
kalkınma kavramın gün geçtikçe birçok politika konusuyla birlikte iliĢkilendirilmeye baĢlanması ve bu
durumun AB politika yapma süreci içerisinde ayrıca karĢılık bulması da çalıĢmayı önemli kılmaktadır.
Diğer yandan, sürdürülebilir kalkınma kavramı ekonomik, sosyal ve çevresel boyutlarıyla geniĢ ve
kapsamlı bir yapıyı oluĢturması, her bir konunun ele alınıp analitik bir çerçevede incelenmesi mümkün
kılamamaktadır. Bundan dolayı, çalıĢmada AB sürdürülebilir kalkınma stratejisinde en fazla
ehemmiyet verdiği konulardan birisi olan iklim değiĢikliği politikaları ele alınıp, bunun üzerinden AB
stratejisi incelenecektir.
Bu bildirinin amacı, AB’nin iklim değiĢliği ile mücadeledeki rolünü sürdürülebilir kalkınma
stratejisi çerçevesinde ele alarak, teorik tartıĢmaların pratikte nasıl ve ne derece karĢılık bulduğunu
tartıĢmaktır. Bu çalıĢmada yöntem olarak, öncelikle konunun temelini oluĢturan sürdürülebilir
kalkınma hakkında kavramsal/teorik bilgiler verilmesi ve daha sonrasında çalıĢmanın özünü meydana
getiren AB Sürdürülebilir Kalkınma Stratejisinin literatür ve uygulamalar çerçevesinde
detaylandırılması seçilmiĢtir.
I. SÜRDÜRÜLEBĠLĠR KALKINMA (SK)
Sürdürülebilir kalkınma kavramı, 1960’lı yıllardan sonra dünyanın farklı bölgelerinde
kademeli olarak ortaya çıkan ve ülkelerin sınırlarını aĢıp, küresel bir boyut kazanan çevre sorunlarının,
uluslararası platformlarda tartıĢılmaya baĢlanması ile günümüzde çok fazla kullanılan kavramlardan
biridir (Baker, 2006: 1-2). SK, özellikle 1970’lerden itibaren sadece ekonomik konular için değil, aynı
47