Page 88 - Stk 2015 Bildiriler E-Kitap
P. 88
2 yılında Rio de Jenerio’da yapılan ve 178 ülkeden yaklaĢık 17 bin kiĢinin katıldığı çevre ve
kalkınma konferansı ile birlikte sürdürülebilirlik kavramı dünyadaki tüm ülkeler için önemli bir
kavram haline gelmiĢ, kabul görmüĢtür(Ay, 2013:3).
Middleton ve Havkins; sürdürülebilirliği “inan nüfusunun faaliyetleri ile doğal, sosyal ve
kültürel çevreleri arasında uyumun bulunduğu bir denge durumu” olarak tanımlamıĢtır. Coccossis’e
göre ise sürdürülebilirlik “insan faaliyetlerinin çevresel kaynaklar üzerindeki etkilerinden doğan ve
uzun dönemde ortaya çıkan ekonomik, sosyal ve çevresel olumsuzlukların önüne geçmeyi amaçlayan
yaklaĢımlar bütünüdür”(Aktaran; Can, 2013:26-27).
Sürdürülebilirlik; bugünün kuĢaklarının gelecek kuĢaklar için sorumluluklarının farkına
varmaları noktasında bir uyarıdır. Gilman’a göre sürdürülebilirlik; toplumun eko sistemin veya devam
eden herhangi bir sistemin, ana kaynakları tüketmeden olabildiğince iĢlevini sürdürmesidir.
Ruckelshaus’a göre ise “ekolojinin en geniĢ sınırları içinde ekonomik büyümenin ve kalkınmanın
karĢılıklı etkileĢim ile sağlanacağı ve zaman içinde korunacağı doktrindir”(Aktaran; Özmehmet,
2008:1855).
Dünya kaynaklarının ve çevresel ekolojik sistemlerin geliĢen teknoloji ve insanların
faaliyetleri sonucunda tükenme sürecine girdiği artık genel kabul görmektedir. Bu bakıĢla ele
alındığında sürdürülebilirlik ancak doğanın sunduğu kaynakların kendiliğinden yenilebilmelerine
imkan tanıyacak seviyede kullanılmasıyla sağlanabilecektir. Sosyal açıdan sürdürülebilirlik ise,
Ģimdiki kuĢakların, ihtiyaçlarını gelecek kuĢakların ihtiyaçlarını gözardı etmeden karĢılamaları
davranıĢını göstermeleri Ģeklinde ifade edilebilir(United Nations, 2008). Kavram ekonomik olarak
değerlendirildiğinde, sürdürülebilir kalkınma kavramıyla ele alınarak, üretim sürecinde yenilenebilir
kaynaklara yönelmek ve üretim faaliyetlerinin çevreye olan etkilerinin sorumluluğu kabullenmek
olarak anlatılabilir.
Sürdürülebilirlik kavramı, yaĢamsal faaliyetlerin bütününde kendine yer bulduğundan bir çok
konuyla iliĢkilendirilebilir ve farklı anlamlar yüklenebilir. Örneğin; ormanların, sulak alanların
sürdürülebilirliği, sürdürülebilir kentler, sürdürülebilir tarım, sürdürülebilir mimari, sürdürülebilir
turizm vb. gibi kullanımlar sürdürülebilirlik konusunu, üzerinde çok konuĢulan karmaĢık bir kavram
haline dönüĢtürmüĢtür(Yavuz, 2010:64-65).
WTO tarafından sürdürülebilir turizm; “insanların etkileĢimde olduğu ekolojik sistemin,
biyolojik çeĢitliliğin vb. tüm kaynakların ziyaret edilen bölgedeki insanların ve gelen turistlerin
ekonomik, sosyal ve estetik ihtiyaçlarına cevap verebilecek Ģekilde ve aynı zamanda gelecek
nesillerinde ihtiyaçlarını karĢılayabilecek bir yönetim ve kalkınma biçimidir” diye tanımlanmıĢtır.
Sürdürülebilir turizm kalkınması, turizm sektörünün ihtiyaçlarının, bugün mevcut olan kaynaklarla
birlikte bunların gelecekte de değerlerinin korunarak karĢılanması diye tanımlanmaktadır (Can,
2013:27).
Kuntay (2004) ise sürdürülebilir turizmi; gelecek için perspektiflerin geliĢtirildiği, turistlerin
ve ağırlayan bölgenin güncel ihtiyaçlarını yerine getirdiği, yaĢayan canlı sistemlerin, biyolojik
74
kalkınma konferansı ile birlikte sürdürülebilirlik kavramı dünyadaki tüm ülkeler için önemli bir
kavram haline gelmiĢ, kabul görmüĢtür(Ay, 2013:3).
Middleton ve Havkins; sürdürülebilirliği “inan nüfusunun faaliyetleri ile doğal, sosyal ve
kültürel çevreleri arasında uyumun bulunduğu bir denge durumu” olarak tanımlamıĢtır. Coccossis’e
göre ise sürdürülebilirlik “insan faaliyetlerinin çevresel kaynaklar üzerindeki etkilerinden doğan ve
uzun dönemde ortaya çıkan ekonomik, sosyal ve çevresel olumsuzlukların önüne geçmeyi amaçlayan
yaklaĢımlar bütünüdür”(Aktaran; Can, 2013:26-27).
Sürdürülebilirlik; bugünün kuĢaklarının gelecek kuĢaklar için sorumluluklarının farkına
varmaları noktasında bir uyarıdır. Gilman’a göre sürdürülebilirlik; toplumun eko sistemin veya devam
eden herhangi bir sistemin, ana kaynakları tüketmeden olabildiğince iĢlevini sürdürmesidir.
Ruckelshaus’a göre ise “ekolojinin en geniĢ sınırları içinde ekonomik büyümenin ve kalkınmanın
karĢılıklı etkileĢim ile sağlanacağı ve zaman içinde korunacağı doktrindir”(Aktaran; Özmehmet,
2008:1855).
Dünya kaynaklarının ve çevresel ekolojik sistemlerin geliĢen teknoloji ve insanların
faaliyetleri sonucunda tükenme sürecine girdiği artık genel kabul görmektedir. Bu bakıĢla ele
alındığında sürdürülebilirlik ancak doğanın sunduğu kaynakların kendiliğinden yenilebilmelerine
imkan tanıyacak seviyede kullanılmasıyla sağlanabilecektir. Sosyal açıdan sürdürülebilirlik ise,
Ģimdiki kuĢakların, ihtiyaçlarını gelecek kuĢakların ihtiyaçlarını gözardı etmeden karĢılamaları
davranıĢını göstermeleri Ģeklinde ifade edilebilir(United Nations, 2008). Kavram ekonomik olarak
değerlendirildiğinde, sürdürülebilir kalkınma kavramıyla ele alınarak, üretim sürecinde yenilenebilir
kaynaklara yönelmek ve üretim faaliyetlerinin çevreye olan etkilerinin sorumluluğu kabullenmek
olarak anlatılabilir.
Sürdürülebilirlik kavramı, yaĢamsal faaliyetlerin bütününde kendine yer bulduğundan bir çok
konuyla iliĢkilendirilebilir ve farklı anlamlar yüklenebilir. Örneğin; ormanların, sulak alanların
sürdürülebilirliği, sürdürülebilir kentler, sürdürülebilir tarım, sürdürülebilir mimari, sürdürülebilir
turizm vb. gibi kullanımlar sürdürülebilirlik konusunu, üzerinde çok konuĢulan karmaĢık bir kavram
haline dönüĢtürmüĢtür(Yavuz, 2010:64-65).
WTO tarafından sürdürülebilir turizm; “insanların etkileĢimde olduğu ekolojik sistemin,
biyolojik çeĢitliliğin vb. tüm kaynakların ziyaret edilen bölgedeki insanların ve gelen turistlerin
ekonomik, sosyal ve estetik ihtiyaçlarına cevap verebilecek Ģekilde ve aynı zamanda gelecek
nesillerinde ihtiyaçlarını karĢılayabilecek bir yönetim ve kalkınma biçimidir” diye tanımlanmıĢtır.
Sürdürülebilir turizm kalkınması, turizm sektörünün ihtiyaçlarının, bugün mevcut olan kaynaklarla
birlikte bunların gelecekte de değerlerinin korunarak karĢılanması diye tanımlanmaktadır (Can,
2013:27).
Kuntay (2004) ise sürdürülebilir turizmi; gelecek için perspektiflerin geliĢtirildiği, turistlerin
ve ağırlayan bölgenin güncel ihtiyaçlarını yerine getirdiği, yaĢayan canlı sistemlerin, biyolojik
74