Page 92 - Stk 2015 Bildiriler E-Kitap
P. 92
çalıĢmalar yapılırken, planlı ve programlı bir Ģekilde hareket edilmesi ve kalıcı olabilmesi için uzun
vadeli perspektif oluĢturulması yarar sağlayacaktır.
Yapılacak halkla iliĢkiler faaliyetleri içerisine, kitle iletiĢim araçlarında turizm iĢletmeleriyle
ilgili çıkan bir yazı-haber, seyahat acenteleri ve tur operatörlerinin yetkilileri için yapılan
bilgilendirme gezileri vb. bir çok konu girebilmektedir. Ülkemizin tanıtımına da katkısının Ģüphesiz
olduğu lobi faaliyetleri, çeĢitli açılıĢ törenleri, sergiler, fuarlar, festivaller vb. organizasyonlar, turizm
iĢletmelerinin çeĢitli sanatsal faaliyetlere sponsor olması gibi çalıĢmalar turizm iĢletmelerinin
kullandığı halkla iliĢkiler yöntemlerini ifade eder. Ülkemizin ve turizm değerlerimizin tanıtılmasında
diğer bir çok tutundurma çabalarına göre çok daha az maliyetli olan halkla iliĢkiler faaliyetleri, hedef
kitleler üzerinde sabırlı ve sürekli uygulandığında etkili ve verimli sonuçlar doğuracaktır(Ġnal vd.,
2010:288).
III. TURİZMDE SÜRDÜRÜLEBİLİR OLMADA HALKLA İLİŞKİLER
Turizmin bir hizmet endüstrisi olduğu herkesin malumudur. Bundan dolayı turistik ürünlerin
fiziksel birçok üründen daha farklı niteliklere sahip olduğu muhakkaktır. Turistik ürünler daha çok
duygulara hitap etmekte ve sübjektif değerlendirmelerin yapılmasına sebebiyet vermektedir.
Dolayısıyla turistik ürünü kullananlar tarafından deneyimlerin paylaĢılması ve ürünün baĢkalarına da
tavsiye edilmesi tüketiciler açısından daha güvenilir olarak addedilmektedir. Örneğin turizm
endüstrisinde yer alan iĢletmelerin hazırlamıĢ oldukları web siteleri ya da tanıtım broĢürlerinden daha
çok, ürünleri alıp kullanmıĢ olan diğer kiĢilerden elde edilen yorum ve değerlendirmeler, turistik ürünü
satın alacağı düĢünülen potansiyel müĢteriler üzerinde daha etkili olmaktadır(Eröz ve Doğdubay,
2012:144).
Turizm destinasyonlarında paydaĢların (turizm iĢletmeleri, yerel yönetimler, kamu
yönetimleri, çalıĢanlar, halk vb.) katılımı olmadan turizm değerlerinin korunması ve sürdürülebilir
olması pek mümkün değildir. Bu bağlamda turizm destinasyonlarının fiziki, ekonomik ve toplumsal
taĢıma kapasitesi, paydaĢlarında görüĢleri alınarak tespit edilmelidir. Bir destinasyonun
pazarlanmasında mevcut turizm kaynaklarının tanıtılması kadar ziyaretçilerin deneyimlerinin pozitif
olması rekabet avantajının sürdürülmesi bakımından önemli olacaktır.
Turizm destinasyonlarının rekabet avantajlarını devam ettirebilmesi için öncelikle bölgesel ve
yerel çekicilik kaynaklarının tespitinin, tanımının yapılması gerekir. Destinasyonun sahip olduğu ve
hedef kitlenin motivasyonunu yükselten çevresel değerler korunurken, çevreye duyarlı yeni ürünler
geliĢtirip ürün çeĢitliliğine gidilmesi faydalı olacaktır(Can,2013:35).
Bütün bunlar yapılırken paydaĢların güveninin sağlanmasında halkla iliĢkilerden mutlaka
yararlanılması elzemdir. Halkla iliĢkiler toplumsal değiĢimde bir köprü vazifesi görür ve değiĢimin
meydana getirdiği yeni tutumlara insanların adapte olmasını sağlar. Halkla iliĢkiler aynı zamanda katı
tutumları yumuĢatmak ve değiĢtirmek için çaba sarf eder.
78
vadeli perspektif oluĢturulması yarar sağlayacaktır.
Yapılacak halkla iliĢkiler faaliyetleri içerisine, kitle iletiĢim araçlarında turizm iĢletmeleriyle
ilgili çıkan bir yazı-haber, seyahat acenteleri ve tur operatörlerinin yetkilileri için yapılan
bilgilendirme gezileri vb. bir çok konu girebilmektedir. Ülkemizin tanıtımına da katkısının Ģüphesiz
olduğu lobi faaliyetleri, çeĢitli açılıĢ törenleri, sergiler, fuarlar, festivaller vb. organizasyonlar, turizm
iĢletmelerinin çeĢitli sanatsal faaliyetlere sponsor olması gibi çalıĢmalar turizm iĢletmelerinin
kullandığı halkla iliĢkiler yöntemlerini ifade eder. Ülkemizin ve turizm değerlerimizin tanıtılmasında
diğer bir çok tutundurma çabalarına göre çok daha az maliyetli olan halkla iliĢkiler faaliyetleri, hedef
kitleler üzerinde sabırlı ve sürekli uygulandığında etkili ve verimli sonuçlar doğuracaktır(Ġnal vd.,
2010:288).
III. TURİZMDE SÜRDÜRÜLEBİLİR OLMADA HALKLA İLİŞKİLER
Turizmin bir hizmet endüstrisi olduğu herkesin malumudur. Bundan dolayı turistik ürünlerin
fiziksel birçok üründen daha farklı niteliklere sahip olduğu muhakkaktır. Turistik ürünler daha çok
duygulara hitap etmekte ve sübjektif değerlendirmelerin yapılmasına sebebiyet vermektedir.
Dolayısıyla turistik ürünü kullananlar tarafından deneyimlerin paylaĢılması ve ürünün baĢkalarına da
tavsiye edilmesi tüketiciler açısından daha güvenilir olarak addedilmektedir. Örneğin turizm
endüstrisinde yer alan iĢletmelerin hazırlamıĢ oldukları web siteleri ya da tanıtım broĢürlerinden daha
çok, ürünleri alıp kullanmıĢ olan diğer kiĢilerden elde edilen yorum ve değerlendirmeler, turistik ürünü
satın alacağı düĢünülen potansiyel müĢteriler üzerinde daha etkili olmaktadır(Eröz ve Doğdubay,
2012:144).
Turizm destinasyonlarında paydaĢların (turizm iĢletmeleri, yerel yönetimler, kamu
yönetimleri, çalıĢanlar, halk vb.) katılımı olmadan turizm değerlerinin korunması ve sürdürülebilir
olması pek mümkün değildir. Bu bağlamda turizm destinasyonlarının fiziki, ekonomik ve toplumsal
taĢıma kapasitesi, paydaĢlarında görüĢleri alınarak tespit edilmelidir. Bir destinasyonun
pazarlanmasında mevcut turizm kaynaklarının tanıtılması kadar ziyaretçilerin deneyimlerinin pozitif
olması rekabet avantajının sürdürülmesi bakımından önemli olacaktır.
Turizm destinasyonlarının rekabet avantajlarını devam ettirebilmesi için öncelikle bölgesel ve
yerel çekicilik kaynaklarının tespitinin, tanımının yapılması gerekir. Destinasyonun sahip olduğu ve
hedef kitlenin motivasyonunu yükselten çevresel değerler korunurken, çevreye duyarlı yeni ürünler
geliĢtirip ürün çeĢitliliğine gidilmesi faydalı olacaktır(Can,2013:35).
Bütün bunlar yapılırken paydaĢların güveninin sağlanmasında halkla iliĢkilerden mutlaka
yararlanılması elzemdir. Halkla iliĢkiler toplumsal değiĢimde bir köprü vazifesi görür ve değiĢimin
meydana getirdiği yeni tutumlara insanların adapte olmasını sağlar. Halkla iliĢkiler aynı zamanda katı
tutumları yumuĢatmak ve değiĢtirmek için çaba sarf eder.
78