Page 475 - Stk 2015 Bildiriler E-Kitap
P. 475
bu yabancı dil seviyesinin ortalamanın çok altında olduğunu göstermektedir. Personelin hizmet
kalitesinin iyi olup olmadığını ölçmek için yöneltilen soruya ise, %53,8 ile 7 rehber ‘kötü’ yanıtı
verirken, 1 rehber ‘çok kötü’ yanıtını vermiştir.
SONUÇ
Doğu Karadeniz Bölgesi, ağırlıklı olarak doğa temelli turizme ve kültür turizmine hitap ettiği
için bölgenin bünyesinde barınacak turizm işletmelerinin de bu bilinçle hareket etmesi, ilgili
otoritelerin de bu yönde yaptırımlarda bulunması yerinde olacaktır. Sürdürülebilir turizmin temelinde
doğaya ve doğal kaynaklara zararın en aza indirilmesi, bunun için de daha işletme yapım
aşamasındayken gerekli plan ve düzenlemelerin düşünülmesi bulunmaktadır. Doğa temelli turizme
katılan çoğu ziyaretçinin öncelikli amacı, şehrin stresli ve grileşmiş görüntüsünden uzaklaşma olduğu
için Doğu Karadeniz Bölgesi de bu nedenle tercih edilmektedir. Dolayısıyla, işletmelerin de doğa ile
ve bulunduğu çevre ile uyum içinde olması en önemli koşullardandır. Ancak araştırma kapsamında
bölgedeki konaklama yapılan otellerin genel hizmet düzeylerine göre değerlendirilmesi ile ilgili
sonuçlara baktığımızda;
-Otellerin mimarisinin % 61,6 gibi bir oranla yöre ile uyumuna dikkat edilmediği ortaya
çıkmıştır. Doğu Karadeniz Bölgesine düzenlenen turların ağırlıklı olarak doğa temelli turizme yönelik
olmasından dolayı, konaklama işletmelerinin yapımı aşamasında bulunulan yörenin mimari
özelliklerine uygun olarak başta ağaç olmak üzere yerel malzeme türlerinin kullanılmasına dikkat
edilmesi gerekmektedir. Bu nedenle binaların proje aşamasından başlayarak yerel yönetimlerce
standartlar oluşturularak kontrolünün yapılması, gerekli bilgilendirmenin yapılması ve turistik
çekiciliğe sahip bu alanlarda görsel kirliliğe engel olunması gerekmektedir.
-Yapılmış olan binalarda da kaplama amaçlı kullanılan malzemelerin kullanılması ve temizliği
ile bakımının da yapılması görsellik açısından önemli olduğu kadar işletmelerinde tesislerinin
bakımına özen göstermeleri açısından oldukça önemlidir.
-Otellerin çevre düzenleme ve peyzajının da bölge işletmelerince yeterli düzeyde özenli olarak
gerçekleştirilmediği belirlenmiştir. Genel olarak yatırımcılar, önceliklerini binanın dış ve iç yapımına
vermekte ve işletmenin çevresinin düzenlenmesi konusunda doğaya zarar vermeyecek şekilde
oluşturulmuş yeterli park alanları, yürüyüş yolları, bisiklet güzergahları ve peyzaj çalışmalarını
gerçekleştirmemektedirler. Oysa işletmelerin çevresiyle birlikte bir bütün olduğu fiziksel kanıtlar
olarak adlandırılan bu özelliklerin, hizmet kalitesi üzerinde etkili olduğu unutulmamalıdır. Ayrıca,
başta konaklama işletmeleri olmak üzere oluşturulacak olan turizm politikası ve stratejilerinin, detaylı
araştırma ve incelemeler ışığında önceden belirlenmesi gerekir.
Otellerin giriş ve çıkış (check-in/check-out) hizmetlerinin değerlendirilmesi ile ilgili sonuçlara
baktığımızda;
461
kalitesinin iyi olup olmadığını ölçmek için yöneltilen soruya ise, %53,8 ile 7 rehber ‘kötü’ yanıtı
verirken, 1 rehber ‘çok kötü’ yanıtını vermiştir.
SONUÇ
Doğu Karadeniz Bölgesi, ağırlıklı olarak doğa temelli turizme ve kültür turizmine hitap ettiği
için bölgenin bünyesinde barınacak turizm işletmelerinin de bu bilinçle hareket etmesi, ilgili
otoritelerin de bu yönde yaptırımlarda bulunması yerinde olacaktır. Sürdürülebilir turizmin temelinde
doğaya ve doğal kaynaklara zararın en aza indirilmesi, bunun için de daha işletme yapım
aşamasındayken gerekli plan ve düzenlemelerin düşünülmesi bulunmaktadır. Doğa temelli turizme
katılan çoğu ziyaretçinin öncelikli amacı, şehrin stresli ve grileşmiş görüntüsünden uzaklaşma olduğu
için Doğu Karadeniz Bölgesi de bu nedenle tercih edilmektedir. Dolayısıyla, işletmelerin de doğa ile
ve bulunduğu çevre ile uyum içinde olması en önemli koşullardandır. Ancak araştırma kapsamında
bölgedeki konaklama yapılan otellerin genel hizmet düzeylerine göre değerlendirilmesi ile ilgili
sonuçlara baktığımızda;
-Otellerin mimarisinin % 61,6 gibi bir oranla yöre ile uyumuna dikkat edilmediği ortaya
çıkmıştır. Doğu Karadeniz Bölgesine düzenlenen turların ağırlıklı olarak doğa temelli turizme yönelik
olmasından dolayı, konaklama işletmelerinin yapımı aşamasında bulunulan yörenin mimari
özelliklerine uygun olarak başta ağaç olmak üzere yerel malzeme türlerinin kullanılmasına dikkat
edilmesi gerekmektedir. Bu nedenle binaların proje aşamasından başlayarak yerel yönetimlerce
standartlar oluşturularak kontrolünün yapılması, gerekli bilgilendirmenin yapılması ve turistik
çekiciliğe sahip bu alanlarda görsel kirliliğe engel olunması gerekmektedir.
-Yapılmış olan binalarda da kaplama amaçlı kullanılan malzemelerin kullanılması ve temizliği
ile bakımının da yapılması görsellik açısından önemli olduğu kadar işletmelerinde tesislerinin
bakımına özen göstermeleri açısından oldukça önemlidir.
-Otellerin çevre düzenleme ve peyzajının da bölge işletmelerince yeterli düzeyde özenli olarak
gerçekleştirilmediği belirlenmiştir. Genel olarak yatırımcılar, önceliklerini binanın dış ve iç yapımına
vermekte ve işletmenin çevresinin düzenlenmesi konusunda doğaya zarar vermeyecek şekilde
oluşturulmuş yeterli park alanları, yürüyüş yolları, bisiklet güzergahları ve peyzaj çalışmalarını
gerçekleştirmemektedirler. Oysa işletmelerin çevresiyle birlikte bir bütün olduğu fiziksel kanıtlar
olarak adlandırılan bu özelliklerin, hizmet kalitesi üzerinde etkili olduğu unutulmamalıdır. Ayrıca,
başta konaklama işletmeleri olmak üzere oluşturulacak olan turizm politikası ve stratejilerinin, detaylı
araştırma ve incelemeler ışığında önceden belirlenmesi gerekir.
Otellerin giriş ve çıkış (check-in/check-out) hizmetlerinin değerlendirilmesi ile ilgili sonuçlara
baktığımızda;
461