Page 678 - Stk 2015 Bildiriler E-Kitap
P. 678
ılmaması durumunda beklenen geliĢme yerine yanlıĢ planlama, yapılaĢma ve uygulamalarla
ekonomik, sosyal ve kültürel sorun yaratma ihtimali yüksektir.

Gunn (1988;5) bir alanda kültür, doğa ve kırsal turizm yapılabilmesi için, bir sürecin önceden
tahmin edilmesi, planlanması gerekir. Bir geleceği biçimlendirmek üzere planlamanın bulunmaması
bazı iĢleyiĢ yanlıĢlıklarının ortaya çıkmasına neden olmaktadır, uyarısında bulunmaktadır. Bu uyarı
Kültür Yollarının kullanılması sürecinde mutlaka dikkate alınması gereken önemli bir öngörüdür.

Türkiye‟de ve Karadeniz de kültür yolları, UNESCO ve Avrupa Konseyi programına uygun
olarak planlanmalı ve projelendirilmelidir. Bunun için tarihi yol güzergâhları haritalandırılarak,
sertifikalandırılmalı, tüm paydaĢların katılımı ile kısa ve uzun süreçli koruma –kullanma dengesi
gözetilmiĢ sürdürülebilir turizm planlaması yapılmalı, güzergâhlar iĢaretlen dirilmelidir. Kültür
Yollarının tanınır kılınması içim, basılı materyal ve dijital portallarda tanıtım yapılmalıdır.

Kültür Yolları, Kültür ve doğa turizminde yer almak isteyen Trabzon ve GümüĢhane‟nin sahip
olduğu doğal ve kültürel varlıkların korunabilmesi için, turizmin uygulama aĢamasında; çevre
koruma ve düzenleme projeleri, maddi ve soyut kültür varlıklarının tespit, tescil, koruma ve
restorasyon projeleri geliĢtirilmeli, güzergâhta gerçekleĢtirilecek faaliyetlerin çerçevesi ve sınırları net
olarak belirlenmeli ve tahribatları önleyici tedbirler alınmalıdır.

Özellikle konaklama noktalarında sürdürülebilir turizm için; Master plan, Altyapı ve üst yapı
planlaması, restorasyon ve koruma, inĢa ve uygulama, denetim, değerlendirme, düzeltici eylemlerle
yeniden organize etme titizlikle uygulanması gereken süreçlerdir.

Trabzon ve GümüĢhane yaylalarının da içinde olduğu Karadeniz yaylaları ve doğa turizminin
kalbi Uzungöl ile Ayder de olduğu gibi plansız Ģekilde turizmin geliĢtiği bölgeler, zaman içerisinde
çevresel ve sosyal sorunlarla karĢılaĢmaktadır. Bu sorunlar hem yerel halk, hem de turistler için
sakıncalıdır ve sonuçta pazarlamada zorluklara neden olmaktadır. Bununla beraber, elde edilmesi
beklenen ekonomik katkılarının miktarı da zamanla azalmaktadır. Özdemir (2006; 2) tarafından
belirtildiği gibi, plansız geliĢen bölgeler, planlı geliĢen turizm bölgeleri ile hiçbir Ģekilde rekabet
edememektedir. Her ne kadar plansız geliĢen turizm bölgeleri tekrar planlanabilse de, bu durum için
oldukça fazla zaman ve finansal yatırım gerekmektedir.

Bölgeden geçen ve Kültür Yolları potansiyeline sahip tarihi yollar ve sahip oldukları kültürel ve
doğal mirasların korunması ve sürdürülebilir kullanımında, yolların geçtiği alanların yerel
yöneticilerine oldukça önemli sorumluluk düĢmektedir. Çünkü yerel yöneticiler yerele ve yerel
değerlere iliĢkin daha ayrıntılı bilgiye sahiptir ve yerelde yapılacak faaliyetlerde çabuk karar
verebilirler. Ayrıca yerel yöneticilerin yörede iyi yönetiĢim kurallarına göre uygulayacağı kalkınma
politikaları ekonomik kalkınmanın yanı sıra, sosyo-kültürel geliĢmeyi de sağlayacaktır. (Küçük, 2013;

36, URL:9).
Çevreye duyarlı, sosyal sorumluluk bilincine sahip turizmde, kapsamlı çalıĢmaların

yürütülmesi amacıyla, kamu kesimi ile birlikte sektör temsilcileri, yerel kanaat önderleri, medya ve
sivil toplum örgütlerinin katılımcı ve iĢbirlikçi planlama ile eĢgüdümlü olarak çalıĢması daha hızlı

664
   673   674   675   676   677   678   679   680   681   682   683