Page 460 - Stk 2015 Bildiriler E-Kitap
P. 460
I. YEŞİL PAZARLAMA VE TURİZM
YeĢil pazarlama konusu detaylı bir Ģekilde, 1975 yılında Amerikan Pazarlama Derneği
tarafından düzenlenen Ekolojik Pazarlama konulu seminerde ele alınmıĢtır (Dilek, 2012: 10). Farklı
sektörlerden bir çok katılımcı ile birlikte akademisyenlerinde dahil olduğu ve pazarlamanın doğal
çevreye etkilerinin incelendiği bu seminerde, yeĢil pazarlama kavramına iliĢkin bir tanımlama
yapılmıĢtır. Bu tanıma göre yeĢil pazarlama; pazarlama faaliyetlerinin çevre kirliliği, enerji tüketimi ve
diğer kaynakların tüketimi üzerine olumlu veya olumsuz etkileri ile ilgili çalıĢmalardır (Turhan, 2010:
29). YeĢil pazarlama kavramına iliĢkin literatür incelendiğinde, bu kavramın ekolojik pazarlama,
sürdürülebilir pazarlama, çevresel pazarlama, yeĢilci pazarlama gibi değiĢik ifadelerle adlandırıldığı
görülmektedir (Prakash, 2002: 285). 1980'li yılların sonlarında daha fazla önem kazanmaya baĢlayan
yeĢil pazarlama kavramının özü; ürünün tasarımı, tutundurma çalıĢmaları, fiyatlaması ve dağıtımı için
yapılan organizasyonel çalıĢmalarda çevreye zarar vermemektir (Chan, 2013: 443). YeĢil pazarlama,
çevreye en az zarar verecek Ģekilde insanların istek ve ihtiyaçlarının karĢılanmasıdır (Polonsky, 1994:
3). BaĢka bir tanımlamaya göre ise yeĢil pazarlama; tüketicilerin ihtiyaçlarını ve isteklerini tatmin
etmeye istekli değiĢimlerin meydana getirilmesi ve kolayca uygulanması amacıyla doğal çevreye en az
seviyede zarar vermek suretiyle oluĢturulmuĢ faaliyetler topluluğudur (Uydacı, 2002: 84). YeĢil
pazarlama anlayıĢı ile hareket eden iĢletmeler; mal ya da hizmetlerinin üretim süreçlerinde enerji ve
diğer doğal kaynakları korumak, çevre kirliliğine yol açan maddeleri azaltmak, iĢletmenin çevreye
katkılarını doğru yansıtan reklam mesajları oluĢturmak, ürünü tüketicinin alım gücüne uygun
fiyatlandırmak ve ürünün pazara taĢınmasında kaynakların korunmasını sağlamak gibi gereklilikleri
yerine getirmelidir. YeĢil pazarlama anlayıĢını benimseyen iĢletmeler "3R" olarak formüle edilen;
yeniden kullanım (reusing), geri dönüĢüm (recycling) ve azaltma (reducing) faaliyetlerinin tamamını
ya da bir kısmını etkin bir Ģekilde uygulayan iĢletmelerdir (KeleĢ, 2007: 22-23).
Turizm sektörü, 21. yüzyılla birlikte oldukça hızlı geliĢim gösteren bir sektördür. Bu geliĢim
sürecinde turizm sektörünün, doğaya ve çevre korumasına duyarsız kalması demek kendi kaynağını
tüketmesi demektir (Atay ve Dilek, 2013: 204-205). Turizmin, baĢarısını devam ettirebilmesi ve
sürdürülebilirliğini sağlaması temiz, düzenli ve korunmuĢ bir çevre ile mümkündür. Turizm olgusu
içerisindeki her türlü faaliyet, çevre ve çevreyi oluĢturan unsurlarla doğrudan veya dolaylı olarak
bağlantı içerisindedir. Turizm yapısı gereği doğal çevreyi en uzun süre ve en fazla kullanan
sektörlerden biridir. Dolayısıyla turizm, çevreyi bir yandan kullanırken, varlığına temel teĢkil eden
çevreyi aynı zamanda korumak zorunda olan bir sektördür (Demir ve Çevirgen, 2006: 133).
Günümüzde, tüketim hızının artması, her sektörde olduğu gibi turizm sektöründe de kaynak
kullanımını olumsuz yönde etkilemektedir. Üretim ve tüketim sürecinde oluĢan zararlı atıklar, kıt
kaynakları yok ederek çevreye zarar vermektedir. Küresel ısınma ve diğer çevre sorunlarıyla (hava, su,
gürültü, görüntü kirliliği vb.) birlikte, tüm sektörlerde olduğu gibi turizm sektörü de küresel bir
tehditle karĢı karĢıyadır (Doğan, 2012: 11).

446
   455   456   457   458   459   460   461   462   463   464   465