Page 729 - Stk 2015 Bildiriler E-Kitap
P. 729
İşletmelerin sosyal sorumlulukları gelişmiş ülkelerde yüzyılı aşkın bir zamandır
tartışılmaktadır. Türkiye'de ise işletmeler, 1980'li yıllardan itibaren bu konuya önem vermektedirler
(Özalp, 1996:41). KSS' nin mantığı Türkiye'de yayınlanan Kurumsal Sosyal Sorumluluk
Değerlendirme Raporunda KSS için şirketlerin kendi iç ve dış paydaşlarıyla paylaşımlarda
bulunmaları ile ilgili önemli bir konu olduğundan, genel olarak gönüllülük esasına dayandığı, iş
stratejileri ile faaliyetlerinin ayrı ayrı düşünülmemesi gerekliliğinden ve bu strateji ve faaliyetlere
sosyal ve çevresel konuları dahil edilmesi gerekliliğinden bahsedilmektedir (Türkiye'de Kurumsal
Sosyal Sorumluluk Değerlendirme Raporu, 2008: 4).

Literatürde KSS ile ilgili pek çok teorinin olduğu söylenebilir. Teoriler genellikle KSS 'nin
ilgili olduğu paydaşlara ya da önem verdiği sosyal veya ahlâki değerlere göre değişmektedir (Paetzold,
2010: 7). S. Prakash Sethi tarafından 1975 yılında geliştirilen modelde KSS, sosyal yükümlülük,
sosyal sorumluluk ve sosyal duyarlılık olmak üzere üç boyutta incelenmektedir. Modelde örgütün
davranış boyutları olarak yasal durum, etik normlar, hesap verebilirlik, kurum stratejileri, sosyal
baskılara tepkiler, hükümetle ilişkilere yönelik faaliyetler, mevzuata ve politikaya yönelik faaliyetler
ve hayırseverlik ele alınmaktadır (Sethi, 1975: 60-63). Carrol sosyal sorumluluğu, 4 parçalı model
halinde ortaya koymuştur. Carroll' un tanımına göre bu sorumluluklar; sadece işletmenin yararı için
uygulanmaz, aynı zamanda toplumun yararı için de gerçekleştirilir. Yani, organizasyon karar alırken
toplumun da kararlarını dikkate alarak hareket etmelidir (Pirsch, vd., 2007; 126). Dört parçalı modelde
sosyal sorumluluk boyutları; ekonomik sorumluluk, yasal sorumluluk, etik sorumluluk ve gönüllü
sorumluluktur (Carroll, 1991; 39-48). Aktan (1999; 20) ise, bir işletmenin başlıca sorumluluk
alanlarını; çalışanlara karşı sorumluluk, müşterilere yönelik sorumluluk, hissedarlara yönelik
sorumluluk, doğaya ve çevre karşı sorumluluk, devlete karşı sorumluluk, tedarikçilere karşı
sorumluluk, rakiplere yönelik sorumluluk, topluma karşı sorumluluk şeklinde boyutlandırmıştır. Bu
boyutların yanı sıra değişen zamanla birlikte konaklama işletmelerinin sosyal sorumluluk alanlarına
yeni paydaşların eklendiği de görülmektedir. Bu paydaşlar arasında medya, sivil toplum kuruluşları,
müşteri sözcüleri, çevreci aktivistler, finans kurumları ve bankalar da sayılabilir (Aktan ve Börü, 2007,

s.18).

KSS konusunu ciddiye alan şirketlerin önemli kazanımlar sağlamaya başladıkları görülmekte
ve bu sayede kurumların marka değeri ve piyasa değerleri artmaya başlamaktadır. Buna bağlı olarak
verimlilik ve kalite artışları göz ardı edilemez. Özellikle sosyal sorumluluk konularında hassas
yatırımcılara ulaşma imkânı oluştuğundan, gerek hisse değeri artmakta gerekse borçlanma maliyeti
düşmektedir. Ayrıca nitelikli personeli cezbetme, tutma gibi imkânlara sahip olacağı için kurumsal
öğrenme ve yaratıcılık potansiyeli artmış bir şekilde yeni pazarlara girmesi kolaylaşmakta ve müşteri
sadakati sağlamada önemli avantajlar elde edilmektedir (Argüden, 2002: 11-13).
   724   725   726   727   728   729   730   731   732   733   734