Page 161 - Stk 2015 Bildiriler E-Kitap
P. 161
eflenen kalkınma; sanayileşme, büyüme ve zenginleşme gibi sadece ekonomik göstergelerin
iyileştirilmesi değil, bu iyileşmeler ile sağlanan faydanın tüm toplumlara ve toplumun tüm kesimlerine eşit
ve adil şekilde dağıtılması, yani toplumların sosyal refahının arttırılmasıdır (Brundtland Raporu, 1987). Bu
çerçevede, Rapor’da belirtildiği üzere, SK’nın 3 hedefi vardır:

1. Çevrenin korunması: SK ilkesi ile, kalkınma çabaları sırasında doğal kaynakların korunması,
çevre bilincinin on planda tutulması gereği üzerinde durulmuştur. Çevre dostu teknolojilerin kullanılması,
temiz teknolojilerin özendirilmesi, kaynak israfının önlenmesi, doğal kaynaklar tüketilirken doğanın
kendini yenilemesine izin verilmesi ve dünyanın tasıma kapasitesinin asılmamasına dikkat edilmesi gibi,
çevreyle uyumlu kalkınma politikalarının geliştirilmesi, yani kalkınma uğruna doğanın yok edilmemesi
ilkesi benimsenmiştir.

2. Ekonomik kalkınmanın sağlanması ve devam ettirilmesi: SK’nın ekonomik boyutu,
sürdürülebilir ekonomi politikaları ile, üretimin ve tüketimin, kaynak yoksunluğu sebebiyle ara
verilmesine gerek kalmadan endüstriyel, tarımsal ve hizmet sektörlerinde devamlılık sağlanarak, iç ve dış
borçların dengede tutulması, ithalat-ihracat dengesinin sağlanması, düşük enflasyon ve yüksek büyüme
oranlarının yakalanması politikalarıdır (Tutar, 2011; Tıraş, 2012: 61). Brundtland Raporu’na göre SK’yı
sağlamanın en önemli yolu mevcut (1987’deki) ekonomik büyümenin 5-10 katı büyüme oranlarının
yakalanmasıdır (Brundtland Raporu, 1987).

3. Sosyal refahın sağlanması: Brundtland Raporu’nda kalkınmanın sadece ekonomik açıdan ele
alınmayıp daha geniş bir anlamda düşünülmesi gerektiği özellikle belirtilmiştir. Yani ekonomik kalkınma
sadece sanayileşme ya da zenginleşme olarak düşünülmez, insan refahının geliştirilmesi olarak düşünülür
(Sneddon vd., 2006: 255). Sosyal sürdürülebilirlik olarak nitelendirilebilecek bu boyut, kalkınmanın
sosyal, siyasal, hukuki, demokratik ve kültürel yönüne işaret ederek, insana ve insancıl yaşama odaklanır.
Doğal ve gelir getirici kaynaklara ulaşımda ve kaynak kullanımında devletler arasında ve devlet içinde
çeşitli toplumlar arasında eşitsizliklerin ortadan kaldırılması (kuşaklar arası ve kuşak içi eşitlik) ve gelir
dağılımında adaletsizliklerin ortadan kaldırılması da SK’nın hedefleri arasındadır. Temel yaşamsal
ihtiyaçların karşılanmasının ötesinde, insanın hayat kalitesinin arttırılması, eğitim, sağlık gibi
hizmetlerden faydalanma, sosyal adalet, eşitlik, siyasal katılım ve temsil, cinsiyet eşitliği de kalkınmanın
sosyal boyutunu oluşturur (Sneddon vd., 2006: 256; Tıraş, 2012: 59). SK’nın sosyal ayağının
sağlanabilmesi için, devletlerin sadece ekonomik değil, sosyal ve siyasal kurumlarının da yeniden
yapılandırılması gerekir (Tıraş, 2012: 63).

SK tüm bu bağlamları ve hedefleri ile düşünüldüğünde çok fazla umut veren bir kavram olarak
Brundtland Raporu sonrasında, önce Rio Bildirgesi ve Gündem 21 ile uluslararası politikalarda daha
sonrada kısa sürede ulusal ve yerel tüm politikalarda yerini almıştır. Ancak uygulamaya bakıldığında

147
   156   157   158   159   160   161   162   163   164   165   166