Page 656 - Stk 2015 Bildiriler E-Kitap
P. 656
gınlaşmıştır (Kanık, 2014: 16). Bununla birlikte küresel ölçekteki bu üretim ve tedarik zinciri,
hem üretim hem de taşıma aşamasında pek çok çevresel sorunu da ortaya çıkarmıştır.
Yöresel yiyeceklerin kullanımında ise yöresel ve mevsimsel ürünlerin kullanılması nedeniyle
çevresel olarak doğrudan ve dolaylı çeşitli avantajları bulunmaktadır. Öncelikli doğrudan
avantajlarından biri çok daha kısa taşıma mesafesi ve buna bağlı olarak yakıt tüketiminin azalmasına
neden olmasıdır. Yöresel olarak yetiştirilen ürünlerin daha kısa zamanda ve daha taze olarak elde
edilebilir olması, bu yiyeceklere ilişkin paketleme, işleme ve taze tutma amaçlı soğutma işlemlerinin
azalması anlamına gelmektedir. Dolaylı avantajları ile daha az paketleme ve ulaşım olması nedeniyle
daha az atık oluşmasıdır (Sims, 2009: 330). Bu durum karbon ayakizinin azaltarak çevrenin çok daha
az zarar görmesini sağlamaktadır. Dolayısıyla geleneksel tarım uygulamalarının teşvik edildiği yöresel
yemek sistemleri organik tarımı ve küçük yerel işletmelerden ürün satın almayı teşvik etmektedir. Bu
durum, çevre dostu olarak algılanan geleneksel tarım uygulamalarının geçerliliğini artırmakta ve
çevresel sürdürülebilirliği desteklemektedir.
SONUÇ VE DEĞERLENDİRME
İnsanlık tarihi boyunca yiyecek ve içecekler yaşamın hep önemli noktasında yer almıştır.
Yiyecek ve içeceklere günümüzde ise fizyolojik bir ihtiyacın ötesinde çok daha farklı anlamlar ve
işlevler yüklenmektedir. Yörelerin iklimi, kültürel geçmişleri, doğal kaynakları, coğrafi özellikleri,
farklı gelenek ve adetlerin etkisi o yöreye özgü mutfak kültürünün ve yiyeceklerin oluşmasına yol
açmaktadır. Bir yöreye ait mutfak kültürü o yöreyi diğerlerinden ayıran en önemli unsurlardan biri
olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bilindiği üzere dünya üzerindeki tüm destinasyonlar daha fazla turist çekebilmek amacıyla
birbirleriyle rekabet halindedir. Bu nedenle destinasyonların başarısı kendisini rakiplerinden ayıracak
ve turistleri kendine çekebilecek farklı ürünler ve hizmetler geliştirmesine bağlıdır. Üst-düzey mutfak
ürünleri veya kendini diğer mutfaklardan ayırt edici yöresel yiyecek ve içecekler bunu başarabilmenin
bir yoludur. Turistlerin bir bölgeyi ziyaret etmelerinde önemli faktörlerden bir tanesi o yörenin mutfak
kültürüdür.
Turistler her ne sebeple seyahat ederse etsinler yöresel yiyecekler mevsimsel ve yerel ürün
kullanmaları nedeniyle destinasyonların niteliğini artırmak ve bölgesel kalkınmayı desteklemek için
yeni fırsatları sunmaktadır. Buna göre yöresel yiyecekler bağlamında turist ve yerel halk arasındaki
ilişkinin artması ekonomik, çevresel ve sosyo-kültürel sürdürülebilirliği destekleyici özellikleriyle
yöresel yiyeceklerin bölgesel kalkınmaya olan katkısını da yükseltmektedir.
Yöresel yiyecekler, turizm ve tarım arasındaki simbiyotik ilişkiden ancak uygun koşullar
sağlanılabilirse en üst düzeyde verim elde edilebilir. Öncelikle yöresel yiyeceklerin bir çekicilik
unsuru olabilmesi için turizmin içinde yer almasını sağlayacak destek ve uygulamaların
gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Bunun elde edilebilmesi ulusal, bölgesel ve yerel düzeyde bütüncül
bir yaklaşımla düzenlenecek politika ve stratejilere bağlıdır. Kamu otoritesi, girişimciler ve yerel
642
hem üretim hem de taşıma aşamasında pek çok çevresel sorunu da ortaya çıkarmıştır.
Yöresel yiyeceklerin kullanımında ise yöresel ve mevsimsel ürünlerin kullanılması nedeniyle
çevresel olarak doğrudan ve dolaylı çeşitli avantajları bulunmaktadır. Öncelikli doğrudan
avantajlarından biri çok daha kısa taşıma mesafesi ve buna bağlı olarak yakıt tüketiminin azalmasına
neden olmasıdır. Yöresel olarak yetiştirilen ürünlerin daha kısa zamanda ve daha taze olarak elde
edilebilir olması, bu yiyeceklere ilişkin paketleme, işleme ve taze tutma amaçlı soğutma işlemlerinin
azalması anlamına gelmektedir. Dolaylı avantajları ile daha az paketleme ve ulaşım olması nedeniyle
daha az atık oluşmasıdır (Sims, 2009: 330). Bu durum karbon ayakizinin azaltarak çevrenin çok daha
az zarar görmesini sağlamaktadır. Dolayısıyla geleneksel tarım uygulamalarının teşvik edildiği yöresel
yemek sistemleri organik tarımı ve küçük yerel işletmelerden ürün satın almayı teşvik etmektedir. Bu
durum, çevre dostu olarak algılanan geleneksel tarım uygulamalarının geçerliliğini artırmakta ve
çevresel sürdürülebilirliği desteklemektedir.
SONUÇ VE DEĞERLENDİRME
İnsanlık tarihi boyunca yiyecek ve içecekler yaşamın hep önemli noktasında yer almıştır.
Yiyecek ve içeceklere günümüzde ise fizyolojik bir ihtiyacın ötesinde çok daha farklı anlamlar ve
işlevler yüklenmektedir. Yörelerin iklimi, kültürel geçmişleri, doğal kaynakları, coğrafi özellikleri,
farklı gelenek ve adetlerin etkisi o yöreye özgü mutfak kültürünün ve yiyeceklerin oluşmasına yol
açmaktadır. Bir yöreye ait mutfak kültürü o yöreyi diğerlerinden ayıran en önemli unsurlardan biri
olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bilindiği üzere dünya üzerindeki tüm destinasyonlar daha fazla turist çekebilmek amacıyla
birbirleriyle rekabet halindedir. Bu nedenle destinasyonların başarısı kendisini rakiplerinden ayıracak
ve turistleri kendine çekebilecek farklı ürünler ve hizmetler geliştirmesine bağlıdır. Üst-düzey mutfak
ürünleri veya kendini diğer mutfaklardan ayırt edici yöresel yiyecek ve içecekler bunu başarabilmenin
bir yoludur. Turistlerin bir bölgeyi ziyaret etmelerinde önemli faktörlerden bir tanesi o yörenin mutfak
kültürüdür.
Turistler her ne sebeple seyahat ederse etsinler yöresel yiyecekler mevsimsel ve yerel ürün
kullanmaları nedeniyle destinasyonların niteliğini artırmak ve bölgesel kalkınmayı desteklemek için
yeni fırsatları sunmaktadır. Buna göre yöresel yiyecekler bağlamında turist ve yerel halk arasındaki
ilişkinin artması ekonomik, çevresel ve sosyo-kültürel sürdürülebilirliği destekleyici özellikleriyle
yöresel yiyeceklerin bölgesel kalkınmaya olan katkısını da yükseltmektedir.
Yöresel yiyecekler, turizm ve tarım arasındaki simbiyotik ilişkiden ancak uygun koşullar
sağlanılabilirse en üst düzeyde verim elde edilebilir. Öncelikle yöresel yiyeceklerin bir çekicilik
unsuru olabilmesi için turizmin içinde yer almasını sağlayacak destek ve uygulamaların
gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Bunun elde edilebilmesi ulusal, bölgesel ve yerel düzeyde bütüncül
bir yaklaşımla düzenlenecek politika ve stratejilere bağlıdır. Kamu otoritesi, girişimciler ve yerel
642